Anadan doğma muhaliftir. Başka penceresi yoktur. Asla taraf olmayı bilmez. Cumhuriyete laikliğe demokrasiye insan haklarına bilime akıla hoşgörüye vicdana sevgiye çocuğa kadına çiceğe böceğe hayvana neşeye huzura saygıya karşıdır... Yıkmak yok etmek istediği her şey kafasında çok somut şekilde dizilidir ve sırasını bekliyor. Neye karşı olduğundan emindir.   Yapmak istediği, hayalini kurduğu, doğruluğunu savunduğu somut hiç bir şeyi yoktur. Bu feci bir şeydir... İyiliğin kötü olduğuna inandırılmış bir zavallının elinde çırpınıyor memleket...   Hayatı boyunca yıkmak isteyenlerle diz dize yaşamış, hep onlarla işbirliği yapmıştır. İstemedikleri ile o kadar meşguldür ki zihni, kendine ne istediğini bile sormamıştır...   Dün Cıa alt kuruluşu olan fetö terör örgütünün eline tutuşturduğu ipe tutunarak iktidara yürüdü. bugün iktidarda kalabilmek için PKK terör örgütünün ipine yapıştı! Artık, dedelerden bebelere kadar herkes endişe içindedir. Zira mevzubahis olan vatandır! Üç iblis yedi düvel bir kere daha yürüyorlar memleketin üstüne!!! --Amerika Sevr anayasası istiyor. --PKK (ve Hizbullah) Türkiye'nin ciğerinden pay kapmak için sevr anayasası istiyor! --Devrin Vahdettin'i, paraya tamahkarlığı yüzünden, hırs ve egosu yüzünden sürüklendiği işbirlikçilik ve ihanet suçlarının sonucu olarak sevri verip güvende kalmak istiyor. Bu üç iblis yedi düvel, Türkiye Cumhuriyeti'nin ipini çekecek 400 tane gevşek arıyor. "Bulamazlar" diyebilir miyiz? 324 gevşek hazır ellerinde zaten! 76 eksiği var Parlamentoya baktığımızda, sadece 140 milletvekilinin asla destek olmayacaklarına eminiz. 130 tane her yana savrulabilecek karakter var orada. Bileşenlerin içinde sürecin ihtimal sonuçlarını doğru okuma becerisi, ve o sonuçları umursama hassasiyeti zannediyorum sadece Dem partide var. Bugünkü denklemi, sadece bu anayasanın gerçekleşip gerçekleşmeyeceği penceresinden ele almak çok teknik bir değerlendirme olur. Bu günkü denklemin okuması, Emperyalistlerin ellerini ovuşturarak bekledikleri bu anayasanın gerçekleşmesi halinde yaratacağı sonuçlar bakımından yapılmalıdır. Dem Parti burada alacağı gard ile Kürt ve Türk halkının ilişkisinin bundan sonrasına da yeni bir içerik kazandıracak. Senelerdir iki halkın arasına, terör ile attıkları cam çızığını kırılmaya da götürebilir, o ayrılıkçı hevesleri lüzumsuza da düşürebilir... Dünyanın en asil iki halkı burada birlikte yaşıyor. Yarım asırdır iki halkın arasında kan davası yaratmaya çalışanlar bugüne kadar bu asalet sayesinde amaçlarına ulaşamadılar. Bu ezeli dostluğu ebedi dargınlığa sevk etme riski göze alınabilecek bir risk değildir. Bir 'proje adamın" siyasi ikbali için birbiriyle sofrasını paylaşan birbirine ikramda bulunan insanların hukukuna suikast yapılmaz! Böyle bir teşebbüse ne politika ne de siyaset denmez! Bu 'üç iblis yedi düvelin' planladığı bir kötülüktür sadece! Uzaktan bakınca oradakilerin en aklı başında olanı Dem parti gibi görünüyor. Onun bilmesi lazım ki emperyalizm bölgeyi dizayn ederken, Türkiye Cumhuriyeti'nin onurundan haysiyetinden varlığından hukukundan geleceğinden güvenliğinden koparacağı her parça, kürt halkından da koparılmış olacaktır..! Dem Parti burada "yaşasın Türk Kürt kardeşliği" mi diyecek? Yoksa "yaşasın emperyalizmin Ortadoğu'daki çıkarları" mı diyecek bilmiyoruz. Demirtaş esarette olmasa halkların kardeşliğini seçeceğinden eminiz. Okumuş adam. Cahil değil. Yalnız içeridedir ve ona fikrini soran var mı bilmiyoruz. Nefesleri tutup Dem Parti'nin; "biz anti emperyalist bir partiyiz. Sorunlarımızı Oslo'da kurulan masalarda, ya da oval ofiste dönen fırıldaklar ile, ya da ülkesine ihanet eden bir düşkünün rehberliğinde çözmeye kalkacak kadar zavallı değiliz" diyerek bu oyunu bozarsa, umudun adı Dem Parti olabilir... Türkiye Cumhuriyeti devletinin, başta Ordusu olmak üzere bütün dinamiklerinin bu sürece seyirci kılınmış olmasının vebalini de unutmuyoruz! 25 yıl boyunca bu kötülüğe destek vermiş olan Türk halkının omuzlarına, bu gün harman olan bu vebal yüklüdür. Onlar da bu vebali taşıyacaklar!!! Bizim halimize gelince; "İnek bayıra varınca eşek titremeye başlarmış. Düşerse kesip etini bana taşıtırlar" diye... Fikrimizi soran yok. Ama zor oyunu bozarmış. Hesaplarımız başkaydı... Ancak vatan mevzubahis olup, bebeden dedeye memleketi endişe kuşatmışsa vazifeye atılmak için içinde bulunduğumuz şartların mahiyeti önemini yitirir... KURTULUŞ YOK TEK BAŞINA YA HEP BERABER YA HİÇ BİRİMİZ.