Sitenin solunda giydirme reklamı denemesidir
Sitenin sağında bir giydirme reklam
Yılmaz Çifci
Köşe Yazarı
Yılmaz Çifci
 

FİLİSTİN MESELESİ

Filistin meselesi, Türkiye'nin dinci tayfası tarafından dibine kadar sömürülen bir konudur. Bu konunun üzerine öyle kol kanat germiştirler ki, kendilerinden başka kimsenin bu hususta bir fikir üretmeye ya da tepki göstermeye hakları yokmuş gibi davranıyorlar. Oysa Filistin sorunu küresel bir sorundur. Ve muhakkak Dünya insanlığının o soruna bir bakış açısı olmak zorundadır. Filistin konusunda, bizim partimizin de dışımızdaki aksiyonerler ile aynı yerden baktığını gözlememiz sonucu, bu konu hakkında daha net ve bilince çıkmış bir kavrayış elde edebilmek umuduyla bu yorumu yapmaya ihtiyaç duyduk. Haksızlığa ve zulme uğrayan Filistin halkı olduğu için, insan refleks olarak zulmedene odaklanıyor. Türkiye'deki dinci yapıların konuyu sömürebilmek için ürettikleri 'din kardeşliği' vurgusu üzerinden oluşturulmuş hassasiyet ise, duygusal bir muhtevaya saplanıp kalmıştır. Konu iç siyasette de tribünlere yönelik kullanılan duygusal bir malzeme durumundadır. Bu nedenle konu hakkında sağlıklı bir bakış açısı geliştirmek, durumu suistimal edenlerden ayrışabilmek önemlidir... Filistin konulu onca miting gösteri ve yürüyüş düzenlendi. Durumu bir kez olsun ideolojik siyasi ve askeri olarak tahlil eden hatip olmadı. Etkinliklerden sonra duygusal yoğunluğu arttırılmış kitleden yardım adı altında bağış toplandı. Böylece onlar için maksat hasıl olmuş oldu. Konu da bir sonraki etkinliğe kadar kapandı gitti. Kahvehane düzeyinde üretilmiş olan ve hep tekrarlanan "Arap dünyası neden Filistin için kılını kıpırdatmıyor" sorusu bile Filistin konusunun Arapların ve müslümanların aile içi sorunuymuş gibi düşünüldüğünün kanıtı niteliğindedir. Mantıksız bir soru olduğu için asla da anlaşılır bir cevap üretilememiştir. Aklı başında bir soru daha var cevap isteyen. "Dünya kamuoyu bu konuda neden bu kadar sessiz?.." Bu duygusal değil politik bir sorudur. Emperyalizmin Ortadoğu'daki ileri karakolu olan, Avcı köpeği İsrail'in sınırlarını genişletme çabası, bu gezegeni tamamen ilgilendiren bir konudur. Belkide tamda bu yüzden dinciler bu konuyu kendilerinden başka kimsenin yorumlamasından hoşlanmıyorlar... Ve belkide tamda bu yüzden Filistin işgaline karşı gelistirilen tepki bir ulusal kurtuluş savaşı formundan alınıp, şeriatçı bir cihad hareketine mahküm edilmiştir... Ve yine bu yüzden Arap ülkelerinden başka kimsenin Filistine destek vermesini mantık dışı göstermeye çalışıyorlar. İsrail'in; Gazze, lübnan, İran, K.Irak Suriye ve Türkiye'ye doğru bir hat üzerinde sistemli hareket ettiği, muhtelif terör örgütleri eliyle, işbirlikçi siyasetçiler ve diplomatlar eliyle bu bölgede bir savaş sürdürdüğü biliniyor. Bu aşama tamamlanınca olaylar yatışacak ve bölgeye sükunet gelecek mi? Hayır... Daha şiddetli daha kıyıcı savaşlar ile bölge daha çok kan gölüne dönecek. "Tek bayrak tek devlet tek millet" sloganı emperyalizmin ürettiği bir slogandır. İnsanlığı tek merkezden yönetilen büyük bir koloniye çevirmek hayalinin ilanıdır bu slogan. Tamda bu yüzden, 'İsrail yayılmacılığını durdurmak gerektiği' anafikrinin referansıyla Filistin sorununu incelemek, insanlığın ihmal ettiği ödevidir. Gelelim bütün bu kurguya rağmen dünya bu konuda neden yeterince reaksiyon gösteremiyor, 'ödevini neden yapmıyor?' sorusuna Filistin halkı bağımsızlık için, ulusal onur için, demokrasi ve insan haklarına dayalı ve dünya standartlarında bir medeniyet kurmak için savaşmıyor. Onların bu pusulayı kaybettiğinin üzerinden yıllar geçti. Bir zamanlar FKÖ saflarında ulusal Kurtuluş amacıyla savaşan Filistin, dünyanın çeşitli ülkelerinden daha katılımcı destekler alıyordu. Muhtelif ülkelerden devrimci hareketler, FKÖ dahilinde savaşmaları için gerillalar gönderiyordu Filistin'e. Arafat'ın girişimiyle pek çok ülke diplomatik destek veriyordu Filistin'e... FKÖ, ülkesindeki bütün etnik azınlıkları ve farklı inançları da kucaklayarak İsrail'e karşı savaştırıyordu. Sonra gitgide FKÖ'ye karşıda cihat ilan eden Hamas'ın arkasında birikmeye başladı Filistinliler!!! Onları bugün yalnızlaştıran işte bu hatalarıdır... Bugün Filistin'in, dünyanın büyük çoğunluğu tarafından ideolojik olarak desteklenebilme imkanı yoktur... Kimse deolojik olarak desteklemediği bir yere elle tutulur gözle görülür bir yardımda bulunmaz. En fazla sivil insanlardan, bebek ölümleri üzerinden devşirilen hümanist, duygusal cılız ve faydasız tepkiler görünür kaybolur. Şeriat için cihat ilanıyla sürdürülen bir savaşı kimse desteklemez... İran ve bazı Arap ülkelerinin hamasa hizbullah'a silah ve maddi destek sağlıyor olmaları sizi aldatmasın. Böyle yaparak İsrail'i durduramayacaklarını biliyorlar. Çatışmaları Gazze'de Batışeria da Lübnan'da sabitlemek, kendi sınırlarına dayanmasını engellemek istiyorlar sadece. Hatta Arap ülkeleri orada bağımsız bir Filistin'in doğmasından rahatsız bile olurlar. Kaddafi gibi sivri bir herifin çıkıp yüzlerine tükürmesinden korkarlar. Ancak demokrasi ve insan haklarına dayalı, bağımsız bir Filistin hedefiyle sürdürülecek ulusal kurtuluş savaşının dünyadan oldukça etkili destekler bulabilme ihtimali vardır. Bunlar Arap ülkesi olmayabilir. Bunlar bazı Asya ülkeleri Latin Amerika ülkeleri Kafkas ülkeleri olabilir... Toprağını genişletmiş ve ayağını sağlam basmış bir İsrail'i sakıncalı bulan, dünyanın bütün ülkeleri Filistin'i destekleyebilir. Filistin halkının ihtiyacı olan şey de aslında budur. Orada, demokratik ve insan haklarına dayalı ve kendi politikalarını oluşturabilen bir Filistin'in varlığı, uygar dünya için endişe kaynağı olmaz. Dolayısıyla, emperyalizmin yayılma hızını düşürmek için ona siyasi ideolojik askeri anlamda destek vermeyi uygun bulan ülkelere imkan yaratması gereken Filistin'in kendidir. Zaten Filistin halkı, olası Hamas zaferinde huzur bulacak değil. Hangi şeriatçı zihniyet halkına huzur vermiş ki bugüne kadar?.. Sovyetler Türkiye'ye neden yardım etmişti? Anti emperyalist bir devrim yapıyoruz diye. Bizim devrimimizi, sosyalist olmamakla beraber bağımsız bir ulus devlet olarak Sovyetlerin yararına tampon olacağımız için, yani emperyalizmin sovyetlere doğru yayılmasını engelleyeceğimiz için, yani stratejik nedenlerle bizi destekledi. Bu işler böyledir. (1939'dan sonra emperyalizme entegre olmaya başladığımızı görüp pişman oldular yardım ettiklerine. Ama bu Kurtuluş savaşı süresince bize yardım ettikleri gerçeğini değiştirmez...) Ancak cihatçı bir terör örgütünün liderliğinde savaşmayı seçen Filistin'in aradığı şey özgürlük değildir. Ancak kendi katilini seçme hakkı için savaşıyor. Hamas Filistin'in Öz yurttaşı olan azınlıklara karşı da cihat ilan etmiştir. Filistin Kurtuluş ordusunun mahalli komutanlarına bile suikast yapmıştır. Orada cihatçı bir terör örgütünün kuracağı devletin, dünyanın geri kalanı için İsrail'den bir farkı yoktur. Elbette ona diplomatik askeri siyasi ideolojik ve stratejik destek vermezler. Zaten bu dindoşlar bunu bildikleri için, onlara ebabil kuşlarının yardım etme ihtimali dünyanın geri kalanından yardım alma ihtimalinden daha güçlü görünüyor. (Bizim Türk halkı olarak burada izah etmeye çalıştığımız açıdan olayı yorumlayabilmemiz niçin önemli onuda söyleyelim. PKK terörü ile bizi aynı cephede tutmuş olsalarda, Gazze'deki kadar sıcak çatışma henüz bizde yoktur. Ama Filistin ile aynı cephedeyiz. Bu savaşın emperyalist kurmayları, cepheyi Filistin Lübnan İran Irak Suriye ve Türkiye'ye doğru uzanan bir hatta programlaştırmıştırlar. Bugün mecliste tiyatrosu oynanan komisyonda bu büyük planın minnak bir evresidir. Bağımsız demokratik bir ulus devlet olan Cumhuriyetimize sahip çıkmamız bu nedenle çok önemlidir. Hamas sever yerli-milli politikacılar Türkiye cephesinde İsrail mevzilerinde yatıyorlar. Bu nedenle ulus devlet olmanın önemini kavradığımız zaman, cumhuriyetimizden ve demokrasimizden rahatsız olan herkesin bilerek veya bilmeyerek bu emperyalist yayılmacılığın taşeronluluğunu yaptığını kuşkuya yer bırakmayacak netlikte akıl edebiliriz.) Biz Filistin halkının dostları olarak onlara yaptıkları hatayı göstermek üzere açık sözlü olmak zorundayız. Hamas sadece dünyayı sessizleştirir İsrail'i değil. O nedenle Cumhuriyet Halk Partisi dahil Türkiye'deki bütün örgütler, Türk toplumundaki hassasiyeti sömürmek yerine Türk toplumunun da olayı siyasi ve askeri olarak kavramasını sağlayacak mantıklı açıklamalar yapmalıdırlar. Toplum bu konuda doğru bir düşünüş biçimine kavuşturulmadığı zaman, bizim Kurtuluş savaşımızında kıymeti harbiyesi yavaş yavaş silinmekte ve yerine aynı gerzek aptal cihadcı eğilimler beslenmektedir! Bugün Filistin'in başına bela olan bu aldanışın, yarın Türk toplumunun başına da bela olmaya aday olduğunu gitgide hissetmeye başlıyoruz değil mi? Dünyadaki siyasi ve askeri gelişmeler duygularla değil stratejilerle yorumlanır. Beddua timleri kurmakla, ebabil kuşlarını çağırma seansları yapmakla sadece dünyaya zeka seviyeni gösterirsin. Onlar da zeka seviyeni görünce elinde avucundakine göz dikerler...
Ekleme Tarihi: 03 Eylül 2025 -Çarşamba

FİLİSTİN MESELESİ

Filistin meselesi, Türkiye'nin dinci tayfası tarafından dibine kadar sömürülen bir konudur. Bu konunun üzerine öyle kol kanat germiştirler ki, kendilerinden başka kimsenin bu hususta bir fikir üretmeye ya da tepki göstermeye hakları yokmuş gibi davranıyorlar.
Oysa Filistin sorunu küresel bir sorundur. Ve muhakkak Dünya insanlığının o soruna bir bakış açısı olmak zorundadır.
Filistin konusunda, bizim partimizin de dışımızdaki aksiyonerler ile aynı yerden baktığını gözlememiz sonucu, bu konu hakkında daha net ve bilince çıkmış bir kavrayış elde edebilmek umuduyla bu yorumu yapmaya ihtiyaç duyduk.
Haksızlığa ve zulme uğrayan Filistin halkı olduğu için, insan refleks olarak zulmedene odaklanıyor. Türkiye'deki dinci yapıların konuyu sömürebilmek için ürettikleri 'din kardeşliği' vurgusu üzerinden oluşturulmuş hassasiyet ise, duygusal bir muhtevaya saplanıp kalmıştır. Konu iç siyasette de tribünlere yönelik kullanılan duygusal bir malzeme durumundadır.
Bu nedenle konu hakkında sağlıklı bir bakış açısı geliştirmek, durumu suistimal edenlerden ayrışabilmek önemlidir...
Filistin konulu onca miting gösteri ve yürüyüş düzenlendi. Durumu bir kez olsun ideolojik siyasi ve askeri olarak tahlil eden hatip olmadı.
Etkinliklerden sonra duygusal yoğunluğu arttırılmış kitleden yardım adı altında bağış toplandı. Böylece onlar için maksat hasıl olmuş oldu. Konu da bir sonraki etkinliğe kadar kapandı gitti.
Kahvehane düzeyinde üretilmiş olan ve hep tekrarlanan "Arap dünyası neden Filistin için kılını kıpırdatmıyor" sorusu bile Filistin konusunun Arapların ve müslümanların aile içi sorunuymuş gibi düşünüldüğünün kanıtı niteliğindedir. Mantıksız bir soru olduğu için asla da anlaşılır bir cevap üretilememiştir.
Aklı başında bir soru daha var cevap isteyen. "Dünya kamuoyu bu konuda neden bu kadar sessiz?.."
Bu duygusal değil politik bir sorudur.
Emperyalizmin Ortadoğu'daki ileri karakolu olan, Avcı köpeği İsrail'in sınırlarını genişletme çabası, bu gezegeni tamamen ilgilendiren bir konudur. Belkide tamda bu yüzden dinciler bu konuyu kendilerinden başka kimsenin yorumlamasından hoşlanmıyorlar... Ve belkide tamda bu yüzden Filistin işgaline karşı gelistirilen tepki bir ulusal kurtuluş savaşı formundan alınıp, şeriatçı bir cihad hareketine mahküm edilmiştir... Ve yine bu yüzden Arap ülkelerinden başka kimsenin Filistine destek vermesini mantık dışı göstermeye çalışıyorlar.
İsrail'in; Gazze, lübnan, İran,
K.Irak Suriye ve Türkiye'ye doğru bir hat üzerinde sistemli hareket ettiği, muhtelif terör örgütleri eliyle, işbirlikçi siyasetçiler ve diplomatlar eliyle bu bölgede bir savaş sürdürdüğü biliniyor. Bu aşama tamamlanınca olaylar yatışacak ve bölgeye sükunet gelecek mi? Hayır... Daha şiddetli daha kıyıcı savaşlar ile bölge daha çok kan gölüne dönecek.
"Tek bayrak tek devlet tek millet" sloganı emperyalizmin ürettiği bir slogandır.
İnsanlığı tek merkezden yönetilen büyük bir koloniye çevirmek hayalinin ilanıdır bu slogan. Tamda bu yüzden, 'İsrail yayılmacılığını durdurmak gerektiği' anafikrinin referansıyla Filistin sorununu incelemek, insanlığın ihmal ettiği ödevidir.
Gelelim bütün bu kurguya rağmen dünya bu konuda neden yeterince reaksiyon gösteremiyor, 'ödevini neden yapmıyor?' sorusuna
Filistin halkı bağımsızlık için, ulusal onur için, demokrasi ve insan haklarına dayalı ve dünya standartlarında bir medeniyet kurmak için savaşmıyor. Onların bu pusulayı kaybettiğinin üzerinden yıllar geçti.
Bir zamanlar FKÖ saflarında ulusal Kurtuluş amacıyla savaşan Filistin, dünyanın çeşitli ülkelerinden daha katılımcı destekler alıyordu. Muhtelif ülkelerden devrimci hareketler, FKÖ dahilinde savaşmaları için gerillalar gönderiyordu Filistin'e. Arafat'ın girişimiyle pek çok ülke diplomatik destek veriyordu Filistin'e...
FKÖ, ülkesindeki bütün etnik azınlıkları ve farklı inançları da kucaklayarak İsrail'e karşı savaştırıyordu. Sonra gitgide FKÖ'ye karşıda cihat ilan eden Hamas'ın arkasında birikmeye başladı Filistinliler!!!
Onları bugün yalnızlaştıran işte bu hatalarıdır...
Bugün Filistin'in, dünyanın büyük çoğunluğu tarafından ideolojik olarak desteklenebilme imkanı yoktur... Kimse deolojik olarak desteklemediği bir yere elle tutulur gözle görülür bir yardımda bulunmaz. En fazla sivil insanlardan, bebek ölümleri üzerinden devşirilen hümanist, duygusal cılız ve faydasız tepkiler görünür kaybolur.
Şeriat için cihat ilanıyla sürdürülen bir savaşı kimse desteklemez...
İran ve bazı Arap ülkelerinin hamasa hizbullah'a silah ve maddi destek sağlıyor olmaları sizi aldatmasın. Böyle yaparak İsrail'i durduramayacaklarını biliyorlar. Çatışmaları Gazze'de Batışeria da Lübnan'da sabitlemek, kendi sınırlarına dayanmasını engellemek istiyorlar sadece.
Hatta Arap ülkeleri orada bağımsız bir Filistin'in doğmasından rahatsız bile olurlar. Kaddafi gibi sivri bir herifin çıkıp yüzlerine tükürmesinden korkarlar.
Ancak demokrasi ve insan haklarına dayalı, bağımsız bir Filistin hedefiyle sürdürülecek ulusal kurtuluş savaşının dünyadan oldukça etkili destekler bulabilme ihtimali vardır. Bunlar Arap ülkesi olmayabilir. Bunlar bazı Asya ülkeleri Latin Amerika ülkeleri Kafkas ülkeleri olabilir... Toprağını genişletmiş ve ayağını sağlam basmış bir İsrail'i sakıncalı bulan, dünyanın bütün ülkeleri Filistin'i destekleyebilir. Filistin halkının ihtiyacı olan şey de aslında budur.
Orada, demokratik ve insan haklarına dayalı ve kendi politikalarını oluşturabilen bir Filistin'in varlığı, uygar dünya için endişe kaynağı olmaz. Dolayısıyla, emperyalizmin yayılma hızını düşürmek için ona siyasi ideolojik askeri anlamda destek vermeyi uygun bulan ülkelere imkan yaratması gereken Filistin'in kendidir.
Zaten Filistin halkı, olası Hamas zaferinde huzur bulacak değil. Hangi şeriatçı zihniyet halkına huzur vermiş ki bugüne kadar?..
Sovyetler Türkiye'ye neden yardım etmişti? Anti emperyalist bir devrim yapıyoruz diye.
Bizim devrimimizi, sosyalist olmamakla beraber bağımsız bir ulus devlet olarak Sovyetlerin yararına tampon olacağımız için, yani emperyalizmin sovyetlere doğru yayılmasını engelleyeceğimiz için, yani stratejik nedenlerle bizi destekledi.
Bu işler böyledir. (1939'dan sonra emperyalizme entegre olmaya başladığımızı görüp pişman oldular yardım ettiklerine. Ama bu Kurtuluş savaşı süresince bize yardım ettikleri gerçeğini değiştirmez...)
Ancak cihatçı bir terör örgütünün liderliğinde savaşmayı seçen Filistin'in aradığı şey özgürlük değildir. Ancak kendi katilini seçme hakkı için savaşıyor. Hamas Filistin'in Öz yurttaşı olan azınlıklara karşı da cihat ilan etmiştir. Filistin Kurtuluş ordusunun mahalli komutanlarına bile suikast yapmıştır. Orada cihatçı bir terör örgütünün kuracağı devletin, dünyanın geri kalanı için İsrail'den bir farkı yoktur. Elbette ona diplomatik askeri siyasi ideolojik ve stratejik destek vermezler.
Zaten bu dindoşlar bunu bildikleri için, onlara ebabil kuşlarının yardım etme ihtimali dünyanın geri kalanından yardım alma ihtimalinden daha güçlü görünüyor.
(Bizim Türk halkı olarak burada izah etmeye çalıştığımız açıdan olayı yorumlayabilmemiz niçin önemli onuda söyleyelim. PKK terörü ile bizi aynı cephede tutmuş olsalarda, Gazze'deki kadar sıcak çatışma henüz bizde yoktur. Ama Filistin ile aynı cephedeyiz. Bu savaşın emperyalist kurmayları, cepheyi Filistin Lübnan İran Irak Suriye ve Türkiye'ye doğru uzanan bir hatta programlaştırmıştırlar. Bugün mecliste tiyatrosu oynanan komisyonda bu büyük planın minnak bir evresidir.
Bağımsız demokratik bir ulus devlet olan Cumhuriyetimize sahip çıkmamız bu nedenle çok önemlidir. Hamas sever yerli-milli politikacılar Türkiye cephesinde İsrail mevzilerinde yatıyorlar.
Bu nedenle ulus devlet olmanın önemini kavradığımız zaman, cumhuriyetimizden ve demokrasimizden rahatsız olan herkesin bilerek veya bilmeyerek bu emperyalist yayılmacılığın taşeronluluğunu yaptığını kuşkuya yer bırakmayacak netlikte akıl edebiliriz.)
Biz Filistin halkının dostları olarak onlara yaptıkları hatayı göstermek üzere açık sözlü olmak zorundayız. Hamas sadece dünyayı sessizleştirir İsrail'i değil.
O nedenle Cumhuriyet Halk Partisi dahil Türkiye'deki bütün örgütler, Türk toplumundaki hassasiyeti sömürmek yerine Türk toplumunun da olayı siyasi ve askeri olarak kavramasını sağlayacak mantıklı açıklamalar yapmalıdırlar. Toplum bu konuda doğru bir düşünüş biçimine kavuşturulmadığı zaman, bizim Kurtuluş savaşımızında kıymeti harbiyesi yavaş yavaş silinmekte ve yerine aynı gerzek aptal cihadcı eğilimler beslenmektedir!
Bugün Filistin'in başına bela olan bu aldanışın, yarın Türk toplumunun başına da bela olmaya aday olduğunu gitgide hissetmeye başlıyoruz değil mi?
Dünyadaki siyasi ve askeri gelişmeler duygularla değil stratejilerle yorumlanır.
Beddua timleri kurmakla, ebabil kuşlarını çağırma seansları yapmakla sadece dünyaya zeka seviyeni gösterirsin. Onlar da zeka seviyeni görünce elinde avucundakine göz dikerler...
Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve medyakorkusuz.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.
aohbet islami sohbetler omegla türk sohbet cinsel sohbet dini chat