Yılmaz Çifci
Köşe Yazarı
Yılmaz Çifci
 

DÜNÜ GEÇTİK, YARINA YÜRÜYORUZ

Yürüyüşe odaklan: To be or not to be İmamoğlu'nun çağrısıyla başlayan değişim süreci, 30 yıldır partiyi sağa sürükleyen zihniyetin değişimi durdurmak isteyen kadrolarınıda kriminalize etti. 30 yıl süren bu sağcılaşma süreci, tabanda ve yönetici mekanizmalarında yeterince karşılık bulamadığı için, verdiği zarar seçimleri kaybettirmekten ibaret olsada, partide kayda değer yapısal tahribatlara neden olamadı. Burada, kökleri Cumhuriyet devrimimizin temel ilkelerine sımsıkı bağlı kalarak sürüklenmeye direnen partimizin yiğit tabanına selam durduğumuzu belirtelim.  Genelde tepede seyreden bu sağcılaşma sürecini, tutabildikleri bazı mevzilerden destekleyen bazı kadrolar, değişime öyle bir yöntemle direnmeye başladılar ki, bırakalım devrimci ya da demokratik teamülleri, vasat bir vicdan bile kabul etmez bu ucuzluk (bel altı) siyasetini. Bir çeşit kadro hareketine çevirmeye çalıştıkları bu çırpınışların, bir ucunun akp yargısına sırtını vererek Kayyum butlan temelli bir darbe fırsatı kolladığını, diğer ucunun, bu değişimin aktörlerini, şehir kamuoyunda ve parti tabanında yalan iftira ve türlü ithamlarla yıpratmaya çalıştıklarını, yine bu kumpanya ile gerek delegeleri gerek seçmenleri manipüle ederek yanlarına çekmeye çalıştıklarını da gördük! Kadro dediğimiz, meşru önderliğin haricinde bir gölge önderliğe bağlılık taşıyıp, meşru önderliğe bağlılıkta hamaset yapan kriminal kimselerdir. Meşru önderliğe temas etmeden altını oymaya çalışmak şeklinde icraat eylemelerinden tanıyabilirsiniz onları.  Parti kamuoyuna açık demeçlerde, hamaseten birlik beraberlik vurgusunu yapsa da, meşru önderliğe bağlılık gösteren herkesi partiden uzaklaştırıp, arkasından onlara karşı infaz dili kullanan, Kendilerinin yanında durmayan herkese; "rüşvetçi satılık kiralık düşkün namussuz haysiyetsiz" yaftalarını elden dağıtıp, üye ya da delegenin manevi hassasiyetlerini kullanıp yandaş devşirmeye çalışan, belediye başkanlarını istifaya teşvik etmek için algı yayan vs gibi meşru önderliğin elini dara koyacak ne bulursa onu işlemek şeklinde militarize olmuş kimselerdir kadrolar.  Partiye karşı yürüttükleri savaşı kamuoyuna açık hale getirmeye çalışıp seslerini parti dışında bir yerlerede ulaştırmaya çalıştıklarını, yerel basına ve ulusal basına verdikleri demeçlerde görürsünüz kadronun! Her ne yaparsa yapsınlar, ne kadar çırpınırsa çırpınsınlar bu ülkenin bütün sorunlarına çözüm soldan üretilecektir.  Sağdan sağcılaşmadan bu ülke nasibini; uluslararası projelerin oyuncağı olarak, içerde de, adaletsizlik yolsuzluk ve yoksulluk olarak aldı! Partimizin de halkımızında canına yetmiş vaziyetteyiz. Tam bu noktada önem kazanan yeni gelişmeye değinelim: Yıldırım İlçe başkanlığını, siyasi ilk alt temelini devrimci bir babanın elinde, ikinci alt temelini de Halk Evlerinde atmış, gerçek bir cumhuriyetçi ve gerçek bir halkçı öze sahip Ahmet Keskin'in kazanması; Yıldırım siyasetinin gerçek zemininde yürütülmesinin umudunu büyütmüş yolunu açmıştır. Cumhuriyetimizin kalkınması, ulusal aydınlanma düzeyimizin artırılması çabasına Köy Enstitüleri'nden sonra en büyük katkıyı Halk Evleri yapmıştır. Partimizinin varlık sebebi olan bağımsızlık politikalarımızın halkta karşılık bulmasını sağladığı gibi, aydınlanma devriminin taban oluşturmasınada çok büyük katkı yapmıştır Halkevleri.. 1932 yılında Atatürk tarafından kurulan Halkevleri, 1951 yılında Menderes tarafından (köy enstitüleri gibi) kapatılarak bütün mal varlıklarına da el konmuştur. 27 mayıs devriminden sonra, 1963 yılında dernek sıfatıyla yeniden kurulmuş, çok partili dönemde gerici partilerin yarattıkları tehlikeye karşı Cumhuriyet fikrinin geliştirilmesine çalışmış ve durdurulmuş devrimin tekrar sürdürülmesi gerektiği fikrini diri tutmaya çalışmıştır. 1980 cuntası tarafından yeniden kapatılmış ve bütün mal varlıklarına tekrar el konmuştur. 1987'de yeniden açılmış olup, aynı çizgide, halkımıza, onların sorunlarına,  cumhuriyetimize faydalı olma çabasını sürdürmektedir. 1951'deki ilk kapatılmada, halkevlerinin Cumhuriyet Halk Partisi ile organik ilişkisi sonlandırılmıştı. 1963'ten sonraki süreçte partimiz ile  resmi ya da organik bağı olmayan bir dernek olmakla beraber, cumhuriyetin  temel ilkeleri ve bütün değerleri ile birlikte savunulması noktasında asla misyonunun gerisine düşmemiş partimiz ile hep omuz hizasında yürümüştür. Bu yüzden, bütün Cumhuriyet Halk Partililerin, Köy Enstitüleri kadar önemsedikleri keder konularından biride Halk Evleridir!   İşte parti tarihimizde kalmış bu hüzün ocağımız, cumhuriyet tarihi içerisinde hep bir şekilde var olmanın yollarını aramış bulmuş, Atatürk'ün emanet ettiği misyonu asla terk etmemiştir. Partimizde bahsi bile kapanmışken, pırıl pırıl devrimci bir cumhuriyetçi  yetiştirmiş ve Cumhuriyet Halk Partisi Yıldırım İlçe örgütümüze onu bahşetmiştir. Teşekkürler Halkevleri Teşekkürler Ahmet Keskin Halkevlerinin, Atatürk'ün yüklediği misyonunu inatla yerine getirmeye devam ediyor oluşu, bende, hem hüzünlü hem kederli hemde Atatürk'e karşı minnet içeren bir Kıvanç hissi yaratmıştır. Artık Yıldırım için kendi partisi ile savaşma dönemi bitmiştir. Halkımızın yığınla sorunu vardır. Gelecek kaygısı çeken gençliğimizin yığınla sorunu vardır.  Büyük ve güçlü bir örgütün parçası olmayı bekliyor halkımız. Sorunlarımızı çözmek için birleşeceğiz, umutsuzluğu dağıtmak için, istikbale giden yolu açmak için birleşeceğiz. Cumhuriyet Halk Partisi Yıldırım İlçe örgütü, iktidar olma yoluna, tam da Atatürk'ün murad ettiği bir başkan ile devam etme kararı almıştır. Teşekkürler Yıldırım İlçe örgütü. Sıra, kongreyi geride bırakıp, Yıldırımda partinin halkı arkalayarak doğru adımlarla ışığa, umuda, iktidara doğru yürütülmesine gelmiştir. Kongrede kimin nerede durduğunun önemi yok. Yarına doğru yürürken bizimle olmak yada olmamak konusunda yüreğinize danışın. Azığınızı hazırlayın... "Yürü bre bolu beyi. Bu cenk amansız olacak"
Ekleme Tarihi: 30 Eylül 2025 -Salı

DÜNÜ GEÇTİK, YARINA YÜRÜYORUZ

Yürüyüşe odaklan:
To be or not to be

İmamoğlu'nun çağrısıyla başlayan değişim süreci, 30 yıldır partiyi sağa sürükleyen zihniyetin değişimi durdurmak isteyen kadrolarınıda kriminalize etti.

30 yıl süren bu sağcılaşma süreci, tabanda ve yönetici mekanizmalarında yeterince karşılık bulamadığı için, verdiği zarar seçimleri kaybettirmekten ibaret olsada, partide kayda değer yapısal tahribatlara neden olamadı.

Burada, kökleri Cumhuriyet devrimimizin temel ilkelerine sımsıkı bağlı kalarak sürüklenmeye direnen partimizin yiğit tabanına selam durduğumuzu belirtelim. 

Genelde tepede seyreden bu sağcılaşma sürecini, tutabildikleri bazı mevzilerden destekleyen bazı kadrolar, değişime öyle bir yöntemle direnmeye başladılar ki, bırakalım devrimci ya da demokratik teamülleri, vasat bir vicdan bile kabul etmez bu ucuzluk (bel altı) siyasetini.

Bir çeşit kadro hareketine çevirmeye çalıştıkları bu çırpınışların, bir ucunun akp yargısına sırtını vererek Kayyum butlan temelli bir darbe fırsatı kolladığını, diğer ucunun, bu değişimin aktörlerini, şehir kamuoyunda ve parti tabanında yalan iftira ve türlü ithamlarla yıpratmaya çalıştıklarını, yine bu kumpanya ile gerek delegeleri gerek seçmenleri manipüle ederek yanlarına çekmeye çalıştıklarını da gördük!

Kadro dediğimiz, meşru önderliğin haricinde bir gölge önderliğe bağlılık taşıyıp, meşru önderliğe bağlılıkta hamaset yapan kriminal kimselerdir.
Meşru önderliğe temas etmeden altını oymaya çalışmak şeklinde icraat eylemelerinden tanıyabilirsiniz onları. 

Parti kamuoyuna açık demeçlerde, hamaseten birlik beraberlik vurgusunu yapsa da, meşru önderliğe bağlılık gösteren herkesi partiden uzaklaştırıp, arkasından onlara karşı infaz dili kullanan,
Kendilerinin yanında durmayan herkese; "rüşvetçi satılık kiralık düşkün namussuz haysiyetsiz" yaftalarını elden dağıtıp, üye ya da delegenin manevi hassasiyetlerini kullanıp yandaş devşirmeye çalışan, belediye başkanlarını istifaya teşvik etmek için algı yayan vs gibi meşru önderliğin elini dara koyacak ne bulursa onu işlemek şeklinde militarize olmuş kimselerdir kadrolar. 

Partiye karşı yürüttükleri savaşı kamuoyuna açık hale getirmeye çalışıp seslerini parti dışında bir yerlerede ulaştırmaya çalıştıklarını, yerel basına ve ulusal basına verdikleri demeçlerde görürsünüz kadronun!

Her ne yaparsa yapsınlar, ne kadar çırpınırsa çırpınsınlar bu ülkenin bütün sorunlarına çözüm soldan üretilecektir. 
Sağdan sağcılaşmadan bu ülke nasibini; uluslararası projelerin oyuncağı olarak, içerde de, adaletsizlik yolsuzluk ve yoksulluk olarak aldı!
Partimizin de halkımızında canına yetmiş vaziyetteyiz.

Tam bu noktada önem kazanan yeni gelişmeye değinelim: Yıldırım İlçe başkanlığını, siyasi ilk alt temelini devrimci bir babanın elinde, ikinci alt temelini de Halk Evlerinde atmış, gerçek bir cumhuriyetçi ve gerçek bir halkçı öze sahip Ahmet Keskin'in kazanması; Yıldırım siyasetinin gerçek zemininde yürütülmesinin umudunu büyütmüş yolunu açmıştır.

Cumhuriyetimizin kalkınması, ulusal aydınlanma düzeyimizin artırılması çabasına Köy Enstitüleri'nden sonra en büyük katkıyı Halk Evleri yapmıştır.

Partimizinin varlık sebebi olan bağımsızlık politikalarımızın halkta karşılık bulmasını sağladığı gibi, aydınlanma devriminin taban oluşturmasınada çok büyük katkı yapmıştır Halkevleri..

1932 yılında Atatürk tarafından kurulan Halkevleri, 1951 yılında Menderes tarafından (köy enstitüleri gibi) kapatılarak bütün mal varlıklarına da el konmuştur.

27 mayıs devriminden sonra, 1963 yılında dernek sıfatıyla yeniden kurulmuş, çok partili dönemde gerici partilerin yarattıkları tehlikeye karşı Cumhuriyet fikrinin geliştirilmesine çalışmış ve durdurulmuş devrimin tekrar sürdürülmesi gerektiği fikrini diri tutmaya çalışmıştır.

1980 cuntası tarafından yeniden kapatılmış ve bütün mal varlıklarına tekrar el konmuştur. 1987'de yeniden açılmış olup, aynı çizgide, halkımıza, onların sorunlarına,  cumhuriyetimize faydalı olma çabasını sürdürmektedir.

1951'deki ilk kapatılmada, halkevlerinin Cumhuriyet Halk Partisi ile organik ilişkisi sonlandırılmıştı. 1963'ten sonraki süreçte partimiz ile  resmi ya da organik bağı olmayan bir dernek olmakla beraber, cumhuriyetin  temel ilkeleri ve bütün değerleri ile birlikte savunulması noktasında asla misyonunun gerisine düşmemiş partimiz ile hep omuz hizasında yürümüştür.

Bu yüzden, bütün Cumhuriyet Halk Partililerin, Köy Enstitüleri kadar önemsedikleri keder konularından biride Halk Evleridir! 
 İşte parti tarihimizde kalmış bu hüzün ocağımız, cumhuriyet tarihi içerisinde hep bir şekilde var olmanın yollarını aramış bulmuş, Atatürk'ün emanet ettiği misyonu asla terk etmemiştir. Partimizde bahsi bile kapanmışken, pırıl pırıl devrimci bir cumhuriyetçi  yetiştirmiş ve Cumhuriyet Halk Partisi Yıldırım İlçe örgütümüze onu bahşetmiştir.
Teşekkürler Halkevleri
Teşekkürler Ahmet Keskin

Halkevlerinin, Atatürk'ün yüklediği misyonunu inatla yerine getirmeye devam ediyor oluşu, bende, hem hüzünlü hem kederli hemde Atatürk'e karşı minnet içeren bir Kıvanç hissi yaratmıştır.

Artık Yıldırım için kendi partisi ile savaşma dönemi bitmiştir. Halkımızın yığınla sorunu vardır. Gelecek kaygısı çeken gençliğimizin yığınla sorunu vardır. 
Büyük ve güçlü bir örgütün parçası olmayı bekliyor halkımız. Sorunlarımızı çözmek için birleşeceğiz, umutsuzluğu dağıtmak için, istikbale giden yolu açmak için birleşeceğiz.

Cumhuriyet Halk Partisi Yıldırım İlçe örgütü, iktidar olma yoluna, tam da Atatürk'ün murad ettiği bir başkan ile devam etme kararı almıştır.
Teşekkürler Yıldırım İlçe örgütü.

Sıra, kongreyi geride bırakıp, Yıldırımda partinin halkı arkalayarak doğru adımlarla ışığa, umuda, iktidara doğru yürütülmesine gelmiştir.

Kongrede kimin nerede durduğunun önemi yok. Yarına doğru yürürken bizimle olmak yada olmamak konusunda yüreğinize danışın. Azığınızı hazırlayın...

"Yürü bre bolu beyi. Bu cenk amansız olacak"

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (1)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve medyakorkusuz.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Ümit Gündüz
(01.10.2025 00:47 - #213)
Yoldaş kalemine yüreğine sağlık
Yılmaz çifci ❤️✌️
Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve medyakorkusuz.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
(0) (0)
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.
aohbet islami sohbetler omegla türk sohbet cinsel sohbet dini chat