Muhammet karasu
Köşe Yazarı
Muhammet karasu
 

“Yeni Anayasa” Orta Oyunu: Verin 400’ü, Rahatlayın

Türkiye siyasetinde zaman zaman sahneye sürülen “orta oyunları”, halkın dikkatini dağıtan, aslında arka planda süregelen daha büyük stratejilerin bir parçası olan taktik manevralardır. Bugünlerde yeniden gündeme gelen “Yeni Anayasa” söylemi de bu çerçevede değerlendirilmeye muhtaç. Görünen o ki, “verin 400’ü, rahatlayın” söyleminin makyajlanmış bir versiyonuyla karşı karşıyayız. İktidarın gündeminde yer alan yeni anayasa arayışı, salt bir demokratikleşme hamlesi değil. Daha çok, mevcut siyasi tıkanıklığı aşma ve yönetimde kendilerine süreklilik sağlama adına yapılan bir hamle gibi duruyor. Bu yeni oyunun figüranları arasında kayyum atamaları,Casusluk davaları, iş adamlarına yönelik operasyonlar ve geçmişten bugüne hâlâ yerine oturmamış olan “barış süreci” söylemleri yer almakta. Her biri bu oyunun perde arkasındaki büyük senaryoya hizmet ediyor gibi duruyor. İktidarın, özellikle DEM Parti’nin taleplerini yeni anayasa çıkmadan önce karşılamayacağını açık, aslında pazarlık masasının varlığını kabul ettikleri anlamına geliyor.  fesih ilan etmiş pkk var ve bir ay sonra türkiyeden çekildik açıklamaları ya siz zaten kendinizi fes etmiştiniz.Milletin aklıylamı oynuyorsunuz. Erdoğan dem partinin istediklerini yeni anayasa çıkmadan vermez. Erdoğan, bir yandan muhalefeti köşeye sıkıştırırken diğer yandan anayasa sürecini kendi kontrolünde tutma iradesini gösteriyor. CHP’ye yönelik artan baskı, yargı eliyle yürütülen operasyonlar ve siyasetçilerin tutuklanması da bu stratejinin bir başka ayağı. Bu tutum, iktidarın muhalefeti dizginlemeye ve anayasa masasında elini güçlendirmeye yönelik bir taktik olarak okunabilir. “Verin 400 vekili, yeni anayasa çıksın, herkes işine baksın” tarzında'da okuyanlar vardır elbet. iktidarın tüm bu karmaşayı anayasa hamlesiyle tahkim etme niyetinin en açık ifadesi gibi duruyor. Ancak bu süreçte en çok dikkat edilmesi gereken husus, toplumsal uzlaşı olmadan yapılacak bir anayasa değişikliğinin kalıcı bir çözüm değil, aksine yeni krizlerin zemini olabileceğidir. Çünkü halktan, kurumlara kadar her kesimin ortak iradesiyle oluşturulmamış bir anayasa, sadece bir grubun arzusunu yansıtmakla kalır. Türkiye’nin ihtiyacı olan şey, “ver kurtul” anlayışıyla değil; katılımcı, şeffaf ve toplumsal meşruiyeti olan bir anayasa sürecidir. Aksi hâlde bu orta oyunlarının sonunda yine halk kaybedecek, demokrasi yara alacaktır.
Ekleme Tarihi: 28 Ekim 2025 -Salı

“Yeni Anayasa” Orta Oyunu: Verin 400’ü, Rahatlayın

Türkiye siyasetinde zaman zaman sahneye sürülen “orta oyunları”, halkın dikkatini dağıtan, aslında arka planda süregelen daha büyük stratejilerin bir parçası olan taktik manevralardır. Bugünlerde yeniden gündeme gelen “Yeni Anayasa” söylemi de bu çerçevede değerlendirilmeye muhtaç. Görünen o ki, “verin 400’ü, rahatlayın” söyleminin makyajlanmış bir versiyonuyla karşı karşıyayız.

İktidarın gündeminde yer alan yeni anayasa arayışı, salt bir demokratikleşme hamlesi değil. Daha çok, mevcut siyasi tıkanıklığı aşma ve yönetimde kendilerine süreklilik sağlama adına yapılan bir hamle gibi duruyor. Bu yeni oyunun figüranları arasında kayyum atamaları,Casusluk davaları, iş adamlarına yönelik operasyonlar ve geçmişten bugüne hâlâ yerine oturmamış olan “barış süreci” söylemleri yer almakta. Her biri bu oyunun perde arkasındaki büyük senaryoya hizmet ediyor gibi duruyor.

İktidarın, özellikle DEM Parti’nin taleplerini yeni anayasa çıkmadan önce karşılamayacağını açık, aslında pazarlık masasının varlığını kabul ettikleri anlamına geliyor.  fesih ilan etmiş pkk var ve bir ay sonra türkiyeden çekildik açıklamaları ya siz zaten kendinizi fes etmiştiniz.Milletin aklıylamı oynuyorsunuz.

Erdoğan dem partinin istediklerini yeni anayasa çıkmadan vermez. Erdoğan, bir yandan muhalefeti köşeye sıkıştırırken diğer yandan anayasa sürecini kendi kontrolünde tutma iradesini gösteriyor.

CHP’ye yönelik artan baskı, yargı eliyle yürütülen operasyonlar ve siyasetçilerin tutuklanması da bu stratejinin bir başka ayağı. Bu tutum, iktidarın muhalefeti dizginlemeye ve anayasa masasında elini güçlendirmeye yönelik bir taktik olarak okunabilir. “Verin 400 vekili, yeni anayasa çıksın, herkes işine baksın” tarzında'da okuyanlar vardır elbet. iktidarın tüm bu karmaşayı anayasa hamlesiyle tahkim etme niyetinin en açık ifadesi gibi duruyor.

Ancak bu süreçte en çok dikkat edilmesi gereken husus, toplumsal uzlaşı olmadan yapılacak bir anayasa değişikliğinin kalıcı bir çözüm değil, aksine yeni krizlerin zemini olabileceğidir. Çünkü halktan, kurumlara kadar her kesimin ortak iradesiyle oluşturulmamış bir anayasa, sadece bir grubun arzusunu yansıtmakla kalır.

Türkiye’nin ihtiyacı olan şey, “ver kurtul” anlayışıyla değil; katılımcı, şeffaf ve toplumsal meşruiyeti olan bir anayasa sürecidir. Aksi hâlde bu orta oyunlarının sonunda yine halk kaybedecek, demokrasi yara alacaktır.

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve medyakorkusuz.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.
aohbet islami sohbetler omegla türk sohbet cinsel sohbet dini chat