Muhammet karasu
Köşe Yazarı
Muhammet karasu
 

Bu Ülkede Yoksulluk İstatistik Değil, Günlük Hayat

Sosyal Yardım Devleti mi, Sosyal Çöküş Devleti mi? Ortaya çıkan tablo bir “sosyal devlet başarısı” değil, sosyal çöküş belgesidir. Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’nın 2024 yılına ilişkin yayımladığı sosyal yardım raporu, Türkiye’de yoksulluğun artık istisna değil, kural haline geldiğini gözler önüne seriyor. Bugün Türkiye’de 14 milyondan fazla yurttaş, hayatını ancak devletin verdiği sosyal yardımlarla sürdürebiliyor. Bu, neredeyse her altı kişiden birinin kendi emeğiyle değil, yardımlarla ayakta kalabildiği anlamına geliyor. Üstelik bu tablo, “geçici destek” söylemleriyle makyajlanmaya çalışılsa da rakamlar gerçeği inkâr edemiyor. Yardım Değil, Mecburiyet 2014’te düzenli sosyal yardımlardan yararlanan hane sayısı 2,2 milyondu. 2024’te bu sayı 3,5 milyonu aştı. Bu artış, refahın yaygınlaşmasını değil; yoksulluğun derinleşmesini anlatıyor. İnsanlar sosyal yardımlara “eriştiği” için değil, başka hiçbir çıkış yolu bırakılmadığı için bu sistemin içine çekiliyor. Devlet, vatandaşını güçlendiren bir mekanizma olmaktan çıkıp, onu yardıma bağımlı kılan bir yapıya dönüşmüş durumda. Aşırı Yoksulluk Artık Görmezden Gelinemiyor “Aşırı yoksul haneler” için oluşturulan Türkiye Aile Destek Programı’ndan 2024 Aralık ayında yaklaşık 3 milyon hane yararlanmış. Bu ülkede milyonlarca hane, en temel ihtiyaçlarını dahi karşılayamaz halde. Bir ülkede aşırı yoksulluk bu ölçekteyse, sorun bireylerde değil; ekonomik ve sosyal politikalardadır. Raporun en çarpıcı, en utanç verici kısmı ise çocuklara ilişkin veriler. Ailesinin bakamadığı için devlet desteğine muhtaç kalan çocuk sayısı: 2012’de 37 bin 2018’de 122 bin 2024’te 170 bin Bu rakamlar, sadece yoksulluğu değil; geleceğin de çalındığını gösteriyor. Bir ülkede çocuklar ailesinden kopma riskiyle karşı karşıyaysa, bu yalnızca ekonomik bir sorun değil, toplumsal bir alarmdır. Faturalar Ödenemiyor, Isınmak Lüks Yakacak, elektrik ve doğalgaz destekleri de tabloyu tamamlıyor: 1,5 milyon hane yakacak yardımı alıyor 3,4 milyon hane elektrik desteğine muhtaç Yarım milyondan fazla hane doğalgaz desteği olmadan ısınamıyor Bu veriler, “yardım alan vatandaş” anlatısından çok daha fazlasını söylüyor: İnsanlar artık faturalarını ödeyemiyor, evini ısıtamıyor, hayatını sürdüremiyor. Hükümetin övünerek sunduğu sosyal yardım rakamları, aslında kendi yönetim anlayışının iflasını belgeleyen sayılardır. Sosyal yardımlar, yoksulluğu azaltmak için geçici bir araç olmalıydı. Bugün ise kalıcı bir yaşam biçimine dönüştürülmüş durumda. Vatandaş üretmeden, kazanamadan, umut edemeden; sadece yardımlarla hayatta tutuluyorsa, ortada bir sosyal devlet başarısı değil, derin bir çaresizlik vardır.
Ekleme Tarihi: 14 Aralık 2025 -Pazar

Bu Ülkede Yoksulluk İstatistik Değil, Günlük Hayat

Sosyal Yardım Devleti mi, Sosyal Çöküş Devleti mi?

Ortaya çıkan tablo bir “sosyal devlet başarısı” değil, sosyal çöküş belgesidir.
Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’nın 2024 yılına ilişkin yayımladığı sosyal yardım raporu, Türkiye’de yoksulluğun artık istisna değil, kural haline geldiğini gözler önüne seriyor.

Bugün Türkiye’de 14 milyondan fazla yurttaş, hayatını ancak devletin verdiği sosyal yardımlarla sürdürebiliyor. Bu, neredeyse her altı kişiden birinin kendi emeğiyle değil, yardımlarla ayakta kalabildiği anlamına geliyor. Üstelik bu tablo, “geçici destek” söylemleriyle makyajlanmaya çalışılsa da rakamlar gerçeği inkâr edemiyor.

Yardım Değil, Mecburiyet

2014’te düzenli sosyal yardımlardan yararlanan hane sayısı 2,2 milyondu.
2024’te bu sayı 3,5 milyonu aştı.

Bu artış, refahın yaygınlaşmasını değil; yoksulluğun derinleşmesini anlatıyor. İnsanlar sosyal yardımlara “eriştiği” için değil, başka hiçbir çıkış yolu bırakılmadığı için bu sistemin içine çekiliyor. Devlet, vatandaşını güçlendiren bir mekanizma olmaktan çıkıp, onu yardıma bağımlı kılan bir yapıya dönüşmüş durumda.

Aşırı Yoksulluk Artık Görmezden Gelinemiyor

“Aşırı yoksul haneler” için oluşturulan Türkiye Aile Destek Programı’ndan 2024 Aralık ayında yaklaşık 3 milyon hane yararlanmış.


Bu ülkede milyonlarca hane, en temel ihtiyaçlarını dahi karşılayamaz halde.

Bir ülkede aşırı yoksulluk bu ölçekteyse, sorun bireylerde değil; ekonomik ve sosyal politikalardadır.

Raporun en çarpıcı, en utanç verici kısmı ise çocuklara ilişkin veriler.
Ailesinin bakamadığı için devlet desteğine muhtaç kalan çocuk sayısı:

  • 2012’de 37 bin

  • 2018’de 122 bin

  • 2024’te 170 bin

Bu rakamlar, sadece yoksulluğu değil; geleceğin de çalındığını gösteriyor. Bir ülkede çocuklar ailesinden kopma riskiyle karşı karşıyaysa, bu yalnızca ekonomik bir sorun değil, toplumsal bir alarmdır.

Faturalar Ödenemiyor, Isınmak Lüks Yakacak, elektrik ve doğalgaz destekleri de tabloyu tamamlıyor:

  • 1,5 milyon hane yakacak yardımı alıyor

  • 3,4 milyon hane elektrik desteğine muhtaç

  • Yarım milyondan fazla hane doğalgaz desteği olmadan ısınamıyor

Bu veriler, “yardım alan vatandaş” anlatısından çok daha fazlasını söylüyor:
İnsanlar artık faturalarını ödeyemiyor, evini ısıtamıyor, hayatını sürdüremiyor.

Hükümetin övünerek sunduğu sosyal yardım rakamları, aslında kendi yönetim anlayışının iflasını belgeleyen sayılardır. Sosyal yardımlar, yoksulluğu azaltmak için geçici bir araç olmalıydı. Bugün ise kalıcı bir yaşam biçimine dönüştürülmüş durumda.

Vatandaş üretmeden, kazanamadan, umut edemeden; sadece yardımlarla hayatta tutuluyorsa, ortada bir sosyal devlet başarısı değil, derin bir çaresizlik vardır.

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve medyakorkusuz.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.
aohbet islami sohbetler omegla türk sohbet cinsel sohbet dini chat