Bursa, Erkan Aydın’ın Bursa Büyükşehir Belediyesi ve Bursaspor Başkanı Enes Çelik ile ilgili olduğu iddia edilen sözde bir paylaşımla son günlerde adeta çalkalanıyor. Daha doğrusu, bu iddiaya inanmak isteyenler ve inandırmaya çalışanlar konuyu körükledikçe körüklüyor. Ancak meseleye biraz mantıkla, biraz da soğukkanlılıkla bakıldığında, ortada inanılacak bir taraf olmadığı açıkça görülüyor.
Çünkü her şeyden önce isimleri geçen bu insanlar; zeka, donanım ve iletişim becerileriyle kamuoyunun takdirini kazanarak bulundukları konumlara gelmiş isimler. Yıllar içinde oluşmuş bir itibarı, iki cümlelik basit bir oyunla yerle bir etmeyi göze alacaklarını düşünmek, akıl ve gerçeklikle bağdaşmıyor.
Kısacası; böyle bir ihtimal yok. çocuk bile inanmaz...
Elbette insanlar bazı konularda fikir ayrılığı yaşayabilir. Bu hem siyasetin hem de hayatın doğasında vardır. Ancak son iki gündür Bursalıların Bursaspor hassasiyeti kullanılarak, iki belediye başkanı ile Bursaspor başkanını adeta mindere çekme çabası, iyi niyetle açıklanabilecek bir tablo değildir. Burada sormak gereken asıl soru nettir:
Amaç ne?
Bursa’yı ve Bursaspor’u sevmek; bugün Bursa’yı ve Osmangazi’yi yöneten belediyeleri tartışmanın merkezine çekmekle mi mümkün olacak? Yoksa niyet, görünen tartışmaların çok daha ötesinde, başka hesapların içinde mi gizli?
Enes Çelik’in, Mustafa Bozbey ve Erkan Aydın’a kıyasla daha genç ve görece tecrübesiz olması nedeniyle bu meseleye fevri bir tepki vermiş olması ihtimal dahilindedir. Ancak kısa süre içinde konunun aydınlanacağına, arka planda neler olup bittiğinin ortaya çıkacağına kimsenin şüphesi yok. Aynı şekilde, yıllarını siyasete vermiş, sayısız kriz ve algı operasyonu görmüş Bozbey ve Aydın gibi isimlerin de bu tür oyunlara prim vermeyeceği son derece açıktır.
Bugün teknoloji, yapay zeka ve sosyal medya; algı oluşturma konusunda güçlü araçlar sunabiliyor. Evet, birçok algı bu kanallar üzerinden şekillenebiliyor. Ancak unutulmaması gereken önemli bir gerçek var: Aynı teknoloji, hakikatin er ya da geç gün yüzüne çıkmasını da sağlıyor. Dijital çağda hiçbir gerçek sonsuza kadar gizli kalmıyor.
Bu nedenle geniş bir açıdan bakıldığında, Bursa’yı yöneten ve Bursaspor’un sorumluluğunu taşıyan bu isimlerin böylesi bir tuzağa düşmeyecekleri ortadadır. Bursa, yapay krizlerle oyalanacak bir şehir değildir. Bursaspor ise günlük polemiklere ve kişisel hesaplara kurban edilemeyecek kadar değerlidir.
Akıl, tecrübe ve sağduyu bu şehrin en büyük gücüdür. Geri kalan her şey, geçici bir gürültüden ibarettir.
