Sitenin solunda giydirme reklamı denemesidir
Sitenin sağında bir giydirme reklam

İsrail Gazze’nin tamamını işgal etme kararı aldı

Dünya 08.08.2025 - 12:10, Güncelleme: 08.08.2025 - 12:10
 

İsrail Gazze’nin tamamını işgal etme kararı aldı

İsrail Gazze’nin tamamını işgal etme kararı aldı
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’nun, Gazze Şeridi’nin tamamını işgal etme hedefi artık resmiyet kazandı. Güvenlik Kabinesi’nin, Gazze kentinin işgaline onay vermesi, sadece kuzeydeki bir operasyon gibi görünse de, bu adımın orta ve güney kesimlere yayılacağına dair güçlü işaretler var. Gazze’de yaşayan 2,3 milyon insan için ise bu karar, yeni bir felaketin kapıda olduğunun habercisi.   1 MİLYON İNSAN DAHA 'SOYKIRIM' TEHLİKESİ ALTINDA Gazze kentinin hedef alınması, bölgedeki yaklaşık 1 milyon Filistinlinin yeniden zorla yerinden edilmesi anlamına geliyor. Halihazırda ayakta kalan tek bir sosyal altyapının dahi bulunmadığı orta kesimlere sıkıştırılacak bu insanlar için ne barınma ne de güvenlik garantisi mevcut. İsrail’in 'tahliye emirleri' adı altında yürüttüğü bu politika, uluslararası hukuka göre açık bir nüfus mühendisliği ve toplu cezalandırma örneği olarak görülüyor. Öte yandan, İsrail ordusunun üst düzey isimlerinin, özellikle Genelkurmay Başkanı Eyal Zamir'in, Gazze’nin tamamının işgaline temkinli yaklaştığı biliniyor. Ancak bunun nedeni, halihazırda bir soykırım boyutuna ulaşmış olan Filistinli kayıpların artacak olması değil, bilakis İsrail askerî kayıplarının artacağı öngörüsü ve hala hayatta olduğu düşünülen İsrailli esirlerin Hamas tarafından topluca ortadan kaldırılma riski. HEDEF: FİLİSTİNLİLERİN TOPYEKUN İMHASI Netanyahu hükümetinin öncelikli hedefi askeri değil siyasi. İçeride sağcı tabanı tatmin etmek, muhalefeti bastırmak ve yargıdan gelen baskıları gölgelemek için Gazze’deki 'mutlak zafer' stratejisi sürdürülüyor. Bu durum da sahadaki gerçeklerle siyasi populizmin çakıştığını gösteriyor. Öte yandan, Gazze kenti işgal edildikten sonra sıranın orta kesimlerdeki mülteci kamplarına geleceği açıkça dillendiriliyor. Kamplar, hem Filistin direnişinin sosyolojik omurgasını oluşturuyor hem de sembolik bir anlam taşıyor. İsrail, Hamas’ı çökertme iddiasıyla yola çıkmış olsa da aslında tüm Filistin toplum yapısını ve hafızasını hedef alıyor. Bu durum, savaşın topyekûn bir 'kimlik ve halk imhasına' dönüşmesi riskini doğuruyor. Zira bölgedeki mülteci kampları, sadece barınma alanları değil, aynı zamanda 1948 Nakbası'nın mirasını taşıyan kolektif hafıza mekânları.   ULUSLARARASI TEPKİLER ZAYIF İsrail’in bu denli ileri gitmesinin ardında ABD başta olmak üzere Batı'nın sessiz onayı yatıyor. Washington’dan gelen her 'İnsani yardım ulaştırılsın' çağrısı, sahadaki gerçeklikle çelişiyor. Zira yardım ulaştırılmadan önce insanlar hayatta kalmak zorunda. Aç bırakılan, susuz bırakılan, yersiz yurtsuz kalan Filistinlilere 'güvenli bölge' vaadi, savaşın PR ayağı olmaktan öteye gitmiyor. Diğer bir taraftan da sosyal medyada sık sık İsrailli dinci-faşist grupların Filistinlilere ait yardımlara saldırdıkları görüntüler hafızalara kazınıyor. BM ise uzun zamandır tekrarladığı 'Gazze’de güvenli hiçbir yer yok' uyarısıyla adeta işlevsizliğini itiraf ediyor. Uluslararası hukuk mekanizmalarının çöküşü, Filistin halkını yalnız bırakan küresel ikiyüzlülüğü gün yüzüne çıkarıyor. İŞGALİN SİYASİ VE ASKERİ SONUÇLARI Hamas’ın tamamen çökertilmesi mümkün olsa bile, yerini daha radikal ve kontrolsüz grupların alması muhtemel. Bu da İsrail için istikrarsızlığı derinleştirebilir. İsrail’in Gazze’yi tekrar işgal etmesi, Batı Şeria’daki tansiyonu da yükseltebilir, çok cepheli bir direnişe zemin hazırlayabilir. Mısır sınırına yığılan insanlar üzerinden yeni bir mülteci krizi doğabilir, bu da 'etnik temizliğin yeni bir boyutu' anlamına gelir. PEKİ, ŞİMDİ NE OLACAK? İsrail, Gazze kentini tamamen kontrol altına aldıktan sonra orta kesimdeki kamplara yönelecek. Filistinli siviller, altyapının ve yaşama alanlarının tamamen çöktüğü merkezde yaşamaya mecbur bırakılacak. Savaşın insani boyutu artık geri döndürülemez bir noktaya ulaşacak ve İsrail’in savaş suçları dosyası genişleyecek. Direniş grupları parçalanabilir ama sivil halkın nefreti büyüyecek; bu da uzun vadede daha köklü bir çatışma zemini oluşturacak.
İsrail Gazze’nin tamamını işgal etme kararı aldı

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’nun, Gazze Şeridi’nin tamamını işgal etme hedefi artık resmiyet kazandı. Güvenlik Kabinesi’nin, Gazze kentinin işgaline onay vermesi, sadece kuzeydeki bir operasyon gibi görünse de, bu adımın orta ve güney kesimlere yayılacağına dair güçlü işaretler var.

Gazze’de yaşayan 2,3 milyon insan için ise bu karar, yeni bir felaketin kapıda olduğunun habercisi.

 

1 MİLYON İNSAN DAHA 'SOYKIRIM' TEHLİKESİ ALTINDA

Gazze kentinin hedef alınması, bölgedeki yaklaşık 1 milyon Filistinlinin yeniden zorla yerinden edilmesi anlamına geliyor. Halihazırda ayakta kalan tek bir sosyal altyapının dahi bulunmadığı orta kesimlere sıkıştırılacak bu insanlar için ne barınma ne de güvenlik garantisi mevcut. İsrail’in 'tahliye emirleri' adı altında yürüttüğü bu politika, uluslararası hukuka göre açık bir nüfus mühendisliği ve toplu cezalandırma örneği olarak görülüyor.

Öte yandan, İsrail ordusunun üst düzey isimlerinin, özellikle Genelkurmay Başkanı Eyal Zamir'in, Gazze’nin tamamının işgaline temkinli yaklaştığı biliniyor. Ancak bunun nedeni, halihazırda bir soykırım boyutuna ulaşmış olan Filistinli kayıpların artacak olması değil, bilakis İsrail askerî kayıplarının artacağı öngörüsü ve hala hayatta olduğu düşünülen İsrailli esirlerin Hamas tarafından topluca ortadan kaldırılma riski.

HEDEF: FİLİSTİNLİLERİN TOPYEKUN İMHASI

Netanyahu hükümetinin öncelikli hedefi askeri değil siyasi. İçeride sağcı tabanı tatmin etmek, muhalefeti bastırmak ve yargıdan gelen baskıları gölgelemek için Gazze’deki 'mutlak zafer' stratejisi sürdürülüyor. Bu durum da sahadaki gerçeklerle siyasi populizmin çakıştığını gösteriyor.

Öte yandan, Gazze kenti işgal edildikten sonra sıranın orta kesimlerdeki mülteci kamplarına geleceği açıkça dillendiriliyor. Kamplar, hem Filistin direnişinin sosyolojik omurgasını oluşturuyor hem de sembolik bir anlam taşıyor. İsrail, Hamas’ı çökertme iddiasıyla yola çıkmış olsa da aslında tüm Filistin toplum yapısını ve hafızasını hedef alıyor.

Bu durum, savaşın topyekûn bir 'kimlik ve halk imhasına' dönüşmesi riskini doğuruyor. Zira bölgedeki mülteci kampları, sadece barınma alanları değil, aynı zamanda 1948 Nakbası'nın mirasını taşıyan kolektif hafıza mekânları.

 

ULUSLARARASI TEPKİLER ZAYIF

İsrail’in bu denli ileri gitmesinin ardında ABD başta olmak üzere Batı'nın sessiz onayı yatıyor. Washington’dan gelen her 'İnsani yardım ulaştırılsın' çağrısı, sahadaki gerçeklikle çelişiyor. Zira yardım ulaştırılmadan önce insanlar hayatta kalmak zorunda. Aç bırakılan, susuz bırakılan, yersiz yurtsuz kalan Filistinlilere 'güvenli bölge' vaadi, savaşın PR ayağı olmaktan öteye gitmiyor. Diğer bir taraftan da sosyal medyada sık sık İsrailli dinci-faşist grupların Filistinlilere ait yardımlara saldırdıkları görüntüler hafızalara kazınıyor.

BM ise uzun zamandır tekrarladığı 'Gazze’de güvenli hiçbir yer yok' uyarısıyla adeta işlevsizliğini itiraf ediyor. Uluslararası hukuk mekanizmalarının çöküşü, Filistin halkını yalnız bırakan küresel ikiyüzlülüğü gün yüzüne çıkarıyor.

İŞGALİN SİYASİ VE ASKERİ SONUÇLARI

  • Hamas’ın tamamen çökertilmesi mümkün olsa bile, yerini daha radikal ve kontrolsüz grupların alması muhtemel. Bu da İsrail için istikrarsızlığı derinleştirebilir.
  • İsrail’in Gazze’yi tekrar işgal etmesi, Batı Şeria’daki tansiyonu da yükseltebilir, çok cepheli bir direnişe zemin hazırlayabilir.
  • Mısır sınırına yığılan insanlar üzerinden yeni bir mülteci krizi doğabilir, bu da 'etnik temizliğin yeni bir boyutu' anlamına gelir.

PEKİ, ŞİMDİ NE OLACAK?

  • İsrail, Gazze kentini tamamen kontrol altına aldıktan sonra orta kesimdeki kamplara yönelecek.
  • Filistinli siviller, altyapının ve yaşama alanlarının tamamen çöktüğü merkezde yaşamaya mecbur bırakılacak.
  • Savaşın insani boyutu artık geri döndürülemez bir noktaya ulaşacak ve İsrail’in savaş suçları dosyası genişleyecek.
  • Direniş grupları parçalanabilir ama sivil halkın nefreti büyüyecek; bu da uzun vadede daha köklü bir çatışma zemini oluşturacak.
Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve medyakorkusuz.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.
aohbet islami sohbetler omegla türk sohbet cinsel sohbet dini chat