Sitenin solunda giydirme reklamı denemesidir
Sitenin sağında bir giydirme reklam

İnsanın değeri ve hukuk - Prof. Dr. Ahmet Özer kaleme aldı

Gündem 21.05.2025 - 13:43, Güncelleme: 21.05.2025 - 13:43
 

İnsanın değeri ve hukuk - Prof. Dr. Ahmet Özer kaleme aldı

İnsanın değeri ve hukuk - Prof. Dr. Ahmet Özer kaleme aldı
İnsan değerli bir varlıktır deriz. Peki insanın değeri nereden kaynaklanıyor, elbette ki özelliğinden. İnsanın özelliği ise onu diğer canlardan ayıran yandır. Herkes bu yanın akıl olduğunu söyler. Ben buna itiraz ediyorum: Bizi hayvandan ayıran tek başına akıl değildir bir de “vicdan” vardır. Çünkü derece farkıyla çoğu hayvanda da akıl olduğu artık bugün bilinen bir gerçektir. Ama vicdan insana mahsustur. İnsanın vicdan sahibi bir varlık olması adalet duygusunu geliştirmiştir. Anadolu’da vicdansız insanlara “vicdanı kör” derler. Kurtuluş da o vicdanı kör etmemede saklı. Bu da bizi ister istemez hukuka götürür. Hukuk adaleti gerektirir. Vicdan ile adalet kardeştir ve hatta iyi yasalar vicdanın yazıya dökülmüş halidir. O nedenle vicdan herkesin göğsünde taşıdığı adil bir yargıçtır, velev ki onu çürütmemiş olsun. Çünkü vicdanı körelmiş bir insan, canlılar ve hayvanlar âleminin en zalimi haline dönüşebiliyor. İnsan aklı ve vicdanı sebebiyle “eşref-i mahlukat (varlıkların en şereflisi)” diye addedilir, ne ki yeryüzünde kendi türünü işkence ederek öldüren, katliamlar yapan tek varlık da gene insandır. İşte bundan dolayıdır ki insan topluluğunun bir arada insanca ve insanlık onuruna yaraşır bir düzeyde yaşamasının tek güvencesi adil işleyen bir hukuk düzenidir. Peki insanoğlu böyle işleyen bir hukuka ulaşabilmiş mi? NİETZCHE'NİN ÖNGÖRÜSÜ Friedrich Nietzsche’nin bu konuda anlamlı bir tespiti var, diyor ki: İnsanoğlu ezelden beri iki büyük sorun yaşamaktadır. Bunlardan biri eşitsizlik diğeri de anlamsızlıktır. Yaşadığımız sorunların büyük çoğunluğunun temelinde eşitsizlik vardır; kadın- erkek eşitsizliği, zengin-fakir eşitsizliği, ezen- ezilen eşitsizliği, sömüren- sömürülen eşitsizliği gibi. Bizdeki alevi- sünni, müslümangayrimüslim, Kürt-Türk gibi öznel eşitsizlikleri de sayabiliriz. İnsan aklı adil olmak adına, zaman içinde eşitsizliği gidermek için hukuku bulmuş, anlamsızlığı giderebilmek için de sanatı. Fakat ne o hukuka tam ulaşabilmiş ne de sanat ona... HUKUK YOKSA ZULÜM VARDIR Hukuk bir arada yaşamanın temel çimentosudur, hukuk adamı da bunu uygulayan, inşa eden kişidir. Şöyle ki; insanlar daha güvenli bir yaşam için bir araya gelirler. Sınırları belli olan bir toprak parçasında hak ve yetkilerini kademeli olarak kendi iradeleriyle daha güzel yaşasınlar diye kendilerini temsil edecek ve yönetecek insanlara devrederler. Dış tehdide karşı, orduya dahil olmaya, içişlerdeki gereksinimlerin karşılanması için de vergi vermeye rıza gösterirler. Lakin bu gücü eline geçirenler bunu kendi çıkarları için kullanabilir. Hatta çürüme ve yozlaşma zapt edilemez hale gelebilir. İşte insan aklının bunu önlemek için bulduğu çözüm hukuk sistemidir. Çünkü hukuk, gücü elinde bulunduranları da bağlayan kurallar silsilesidir. Hukukun işlemediği yerde ise zulüm ve diktatörlük vardır. Çünkü adaletsiz bir kuvvet, kötü niyetli insanların elinde zalim ve zorba olabilir. Bu dengeyi sağlamak tarafsız ve “bağımsız bir yargıyla” mümkündür ve gerçek bir demokrasi ancak böyle işletilebilir. Ne yazık ki günümüzde olduğu gibi çoğu zaman gücü ele geçirenler hukukun üstünlüğü yerine üstünlerin hukukunu hâkim kılmaya çalışmaktadır. Böylece adı demokrasi de olsa sistem çürür ve yozlaşır, insanlar da böyle bir sistemde ancak korku temelinde eşit olur. Böyle bir yaşamın anlamı ise her bakımdan sönükleşir. PANZEHİR: SANAT VE UMUT İşte Nietzsche’nin ikinci kavramı olan anlamsızlığı gidermek için bulduğu çözüm en az bu kadar kıymetli olan sanattır. Çünkü insanı hayvandan ayıran ikinci özellik yaratma gücüne sahip olmasıdır, yaratma gücü de sanatla gelişip büyür. Ne ki insanlar kendi türüne ve hayvanlara zulmediyor, doğayı katlediyor. Umudu kesmemek lazım. Çünkü Konfüçyüs’ün dediği gibi: “Bir insan parasını kaybederse bir şeyini kaybeder, onurunu kaybederse çok şeyini kaybetmiş olur. Ama eğer umudunu kaybedersen her şeyini yitirmiş olur.” Onun için umut hep diri kalmalı. Başta da adil işleyecek bir hukukun var olacağına ilişkin umut... HUKUKSUZ DEVLET AYAKTA KALMAZ Bir yandan hukukun insanlık için ne kadar gerekli olduğunu, adaletin özgürce ve kardeşçe bir arada yaşamak için ne kadar elzem olduğunu görüyoruz. Öte taraftan yerine gelmediği takdirde insanoğlunun nasıl felaketlere sürüklenebileceklerini de görüyoruz. Hukukla düzenlenmemiş bir gücün zorba bir güç olduğunu, hukuk tarafından kontrol edilemeyen bir kuvvetin felakete yol açtığını tarihsel deneyimlerden görüyoruz. Zira eğer hukuk zulme karşı mücadelenin bilimi olmazsa kendisi bizatihi zulmün aracı haline gelir. Oysa demokrasinin temel ilkesi adalettir. Adalet zaafa uğrarsa devlet zaafa uğrar. Bugün Silivri haksız ve hukuksuz yere içerde tutulan başta cumhurbaşkanı adayımız Ekrem İmamoğlu olmak üzere seçilmiş siyasetçiler, belediye başkanları, aydınlar, sanatçılar, gazeteciler ve gençlerle dolu olması iç acıtıcıdır. Ama geleceğe ilişkin umudumuz büyük ve diridir. Hak hukuk ve adaletin tecelli edeceği günler ise yakındır. Silivri   PROF. DR. AHMET ÖZER SEÇİLMİŞ ESENYURT BELEDİYE BAŞKANI
İnsanın değeri ve hukuk - Prof. Dr. Ahmet Özer kaleme aldı

İnsan değerli bir varlıktır deriz. Peki insanın değeri nereden kaynaklanıyor, elbette ki özelliğinden. İnsanın özelliği ise onu diğer canlardan ayıran yandır. Herkes bu yanın akıl olduğunu söyler. Ben buna itiraz ediyorum: Bizi hayvandan ayıran tek başına akıl değildir bir de “vicdan” vardır. Çünkü derece farkıyla çoğu hayvanda da akıl olduğu artık bugün bilinen bir gerçektir. Ama vicdan insana mahsustur. İnsanın vicdan sahibi bir varlık olması adalet duygusunu geliştirmiştir. Anadolu’da vicdansız insanlara “vicdanı kör” derler. Kurtuluş da o vicdanı kör etmemede saklı. Bu da bizi ister istemez hukuka götürür.

Hukuk adaleti gerektirir. Vicdan ile adalet kardeştir ve hatta iyi yasalar vicdanın yazıya dökülmüş halidir. O nedenle vicdan herkesin göğsünde taşıdığı adil bir yargıçtır, velev ki onu çürütmemiş olsun. Çünkü vicdanı körelmiş bir insan, canlılar ve hayvanlar âleminin en zalimi haline dönüşebiliyor.

İnsan aklı ve vicdanı sebebiyle “eşref-i mahlukat (varlıkların en şereflisi)” diye addedilir, ne ki yeryüzünde kendi türünü işkence ederek öldüren, katliamlar yapan tek varlık da gene insandır. İşte bundan dolayıdır ki insan topluluğunun bir arada insanca ve insanlık onuruna yaraşır bir düzeyde yaşamasının tek güvencesi adil işleyen bir hukuk düzenidir. Peki insanoğlu böyle işleyen bir hukuka ulaşabilmiş mi?

NİETZCHE'NİN ÖNGÖRÜSÜ

Friedrich Nietzsche’nin bu konuda anlamlı bir tespiti var, diyor ki: İnsanoğlu ezelden beri iki büyük sorun yaşamaktadır. Bunlardan biri eşitsizlik diğeri de anlamsızlıktır.

Yaşadığımız sorunların büyük çoğunluğunun temelinde eşitsizlik vardır; kadın- erkek eşitsizliği, zengin-fakir eşitsizliği, ezen- ezilen eşitsizliği, sömüren- sömürülen eşitsizliği gibi. Bizdeki alevi- sünni, müslümangayrimüslim, Kürt-Türk gibi öznel eşitsizlikleri de sayabiliriz. İnsan aklı adil olmak adına, zaman içinde eşitsizliği gidermek için hukuku bulmuş, anlamsızlığı giderebilmek için de sanatı. Fakat ne o hukuka tam ulaşabilmiş ne de sanat ona...

HUKUK YOKSA ZULÜM VARDIR

Hukuk bir arada yaşamanın temel çimentosudur, hukuk adamı da bunu uygulayan, inşa eden kişidir. Şöyle ki; insanlar daha güvenli bir yaşam için bir araya gelirler. Sınırları belli olan bir toprak parçasında hak ve yetkilerini kademeli olarak kendi iradeleriyle daha güzel yaşasınlar diye kendilerini temsil edecek ve yönetecek insanlara devrederler. Dış tehdide karşı, orduya dahil olmaya, içişlerdeki gereksinimlerin karşılanması için de vergi vermeye rıza gösterirler.

Lakin bu gücü eline geçirenler bunu kendi çıkarları için kullanabilir. Hatta çürüme ve yozlaşma zapt edilemez hale gelebilir. İşte insan aklının bunu önlemek için bulduğu çözüm hukuk sistemidir. Çünkü hukuk, gücü elinde bulunduranları da bağlayan kurallar silsilesidir. Hukukun işlemediği yerde ise zulüm ve diktatörlük vardır.

Çünkü adaletsiz bir kuvvet, kötü niyetli insanların elinde zalim ve zorba olabilir. Bu dengeyi sağlamak tarafsız ve “bağımsız bir yargıyla” mümkündür ve gerçek bir demokrasi ancak böyle işletilebilir. Ne yazık ki günümüzde olduğu gibi çoğu zaman gücü ele geçirenler hukukun üstünlüğü yerine üstünlerin hukukunu hâkim kılmaya çalışmaktadır. Böylece adı demokrasi de olsa sistem çürür ve yozlaşır, insanlar da böyle bir sistemde ancak korku temelinde eşit olur. Böyle bir yaşamın anlamı ise her bakımdan sönükleşir.

PANZEHİR: SANAT VE UMUT

İşte Nietzsche’nin ikinci kavramı olan anlamsızlığı gidermek için bulduğu çözüm en az bu kadar kıymetli olan sanattır. Çünkü insanı hayvandan ayıran ikinci özellik yaratma gücüne sahip olmasıdır, yaratma gücü de sanatla gelişip büyür.

Ne ki insanlar kendi türüne ve hayvanlara zulmediyor, doğayı katlediyor. Umudu kesmemek lazım. Çünkü Konfüçyüs’ün dediği gibi: “Bir insan parasını kaybederse bir şeyini kaybeder, onurunu kaybederse çok şeyini kaybetmiş olur. Ama eğer umudunu kaybedersen her şeyini yitirmiş olur.” Onun için umut hep diri kalmalı. Başta da adil işleyecek bir hukukun var olacağına ilişkin umut...

HUKUKSUZ DEVLET AYAKTA KALMAZ

Bir yandan hukukun insanlık için ne kadar gerekli olduğunu, adaletin özgürce ve kardeşçe bir arada yaşamak için ne kadar elzem olduğunu görüyoruz. Öte taraftan yerine gelmediği takdirde insanoğlunun nasıl felaketlere sürüklenebileceklerini de görüyoruz. Hukukla düzenlenmemiş bir gücün zorba bir güç olduğunu, hukuk tarafından kontrol edilemeyen bir kuvvetin felakete yol açtığını tarihsel deneyimlerden görüyoruz.

Zira eğer hukuk zulme karşı mücadelenin bilimi olmazsa kendisi bizatihi zulmün aracı haline gelir. Oysa demokrasinin temel ilkesi adalettir. Adalet zaafa uğrarsa devlet zaafa uğrar.

Bugün Silivri haksız ve hukuksuz yere içerde tutulan başta cumhurbaşkanı adayımız Ekrem İmamoğlu olmak üzere seçilmiş siyasetçiler, belediye başkanları, aydınlar, sanatçılar, gazeteciler ve gençlerle dolu olması iç acıtıcıdır. Ama geleceğe ilişkin umudumuz büyük ve diridir. Hak hukuk ve adaletin tecelli edeceği günler ise yakındır.

Silivri

 

PROF. DR. AHMET ÖZER

SEÇİLMİŞ ESENYURT BELEDİYE BAŞKANI

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve medyakorkusuz.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.
aohbet islami sohbetler omegla türk sohbet cinsel sohbet dini chat