DEM Partili Ayan: Adaleti resmen yurt dışı turizmi haline getirmişsiniz, hukuka olan güven her geçen gün zayıflıyor
DEM Partili Ayan: Adaleti resmen yurt dışı turizmi haline getirmişsiniz, hukuka olan güven her geçen gün zayıflıyor
DEM Partili Ayan: Adaleti resmen yurt dışı turizmi haline getirmişsiniz, hukuka olan güven her geçen gün zayıflıyor
DEM Partili Ayan: Adaleti resmen yurt dışı turizmi haline getirmişsiniz, hukuka olan güven her geçen gün zayıflıyor
DEM Parti Şanlıurfa Milletvekili Dilan Kunt Ayan, TBMM Genel Kurulu'ndaki 2026 yılı bütçesi görüşmelerinde, “Bizler, AİHM’ye en çok başvuru yapan ülkelerde 3’üncü sıradayız. Yani en fazla burada yükseğe çıkabilmişsiniz. Adaleti resmen yurt dışı turizmi haline getirmişsiniz. Selahattin Demirtaş hakkında verilen AİHM kararını halen uygulamadınız. Yani adaletin tecelli etmesi için siz kimin keyfini bekliyorsunuz? Bu devranın böyle gitmeyeceğini buradan ifade edelim” dedi.
TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş'un başkanlığında, TBMM Genel Kurulu'nda 2026 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ile 2024 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi'nin tümü üzerinde görüşmelerin ikinci gününde TBMM Başkanlığı, Adalet Bakanlığı ve Dışişleri Bakanlığı'nın 2026 yılı bütçeleri görüşülüyor.
DEM Parti Mardin Milletvekili Salihe Aydeniz, "TBMM’nin 2025 yılındaki bütçesi neredeyse yüzde 100 artmıştı. Peki bu para nereye harcandı?" diye sordu ve şunları kaydetti:
“Her bütçe sürecinde aynı eşitsizliklerin, aynı adaletsiz paylaşımın yapıldığını, aynı eksikliklerin yapıldığını hep ifade etmek zorunda kalıyoruz. Çünkü zaman değişiyor, açlık, sefalet derinleşiyor. Ama iktidarın yönetme şekli değişmiyor. TBMM’nin 2025 yılındaki bütçesi neredeyse yüzde 100 artmıştı. Peki bu para nereye harcandı? Yeni saraylar, yeni hizmet binaları, ultra lüks makam araçları, yurt dışı seyahatleri ve sermayeye aktarılan milyonlar… Bu sırada vatandaş faturasını ödeyemedi, gençler iş bulamadı, emekliler, emekçiler beslenme ve barınma ihtiyaçlarını karşılayamadı. Gençler anadilinde eğitim alamadı. Kadın yoksulluğu bilinçli bir şekilde devam etti.
“Bütçe hakkı halktan koparılmıştır”
2026 bütçesi de yine aynı yöntemlerle yapılmak isteniyor. Halkların bütçesi tamamen gasbedilmek isteniyor. Bütçe, artık Meclis’te müzakere edilen bir belge olmaktan çıkıp, yürütme organının tek başına kurguladığı bir metin haline gelmiştir. Plan ve Bütçe Komisyonu’nun çalışmaları göstermelik olarak kalmış ve sendikaların, meslek örgütlerinin, demokratik kitle örgütlerinin, yerel yönetimlerin görüşü bu sürecin dışında bırakılmıştır. Halkın bütçesine halkın sesi yansımamıştır. Bütçe hakkı halktan koparılmıştır.”
"Biz Kürtçeye hayatın her alanında saygınlık istiyoruz"
DEM Parti Ağrı Milletvekili Sırrı Sakık, Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’a “Rojava’ya gidin" çağrısında bulunarak, şunları kaydetti:
“50 yıllık kavgalı süreçte hepimiz bedenen, ruhen yaralıyız. Şimdi yeni bir sürecin içerisindeyiz. Sayın Öcalan, İmralı’dan örgütüne seslendi; ‘Silahlı mücadeleden vazgeçiyoruz, demokratik siyaset esastır’ dedi. O kış koşullarında örgüt bir saat gibi çalıştı, toplantılar yaptı. Sayın Öcalan’ın kararlarına harfiyen uyduğunu söylüyor. Sonra Güney Kürdistan’da örgüt ‘silahlarımızı yakıyoruz’ dedi. Ama burada bir komisyon oluştu. Ne yaptı? İmralı’ya işin muhatabı ile görüşmeye gitti. Ama bu komisyonun bir yaptırım gücü olmayacak mı? Biz Kürtçeye hayatın her alanında saygınlık istiyoruz ve hızlı adımların atılmasını istiyoruz. Kürt sorunlarıyla ilgili o kadar önemli tespitleriniz varken neden geri adım attınız? Ne oldu Allah aşkına? Şimdi biz size söylüyoruz Sayın Fidan; ‘Siz her gün Şam’a gidiyorsunuz. Asıl gitmeniz gereken bizim kardeşlerimiz. Rojava’ya gidin, barış yapın, oradaki hukuku oluşturun. Kürt halklarının yarısıyla barışıp, yarısıyla kavga edemeyiz."
"Yurttaşların hukuka olan güveni her geçen gün zayıflıyor"
DEM Parti Erzurum Milletvekili Meral Danış Beştaş, Türkiye'nin adaletsizliklerle dolu olduğunu ifade ederek, şunları söyledi:
“Adalet; hakkaniyet, eşitlik, doğruluk değerlerine dayanır. Bugün tartıştığımız mesele devletin damar sisteminin kan pompalayıp pompalamadığıdır. Damar sistemi elbette hukuktur, adalettir. Adaletin de yasayı uygulayanlar lehine terazisini eğip eğmeme meselesidir. Ne yazık ki uzun süredir kan pompalanmıyor. Yurttaşların hukuka olan güveni her geçen gün zayıflıyor. Adaletin olmadığı yerde devlet de birlik de düzen de kalmaz. Adaletsizliklerle dolu birikimden kurtulup hukuka dönme zamanı. Bir barış iklimi var. Hepimizin içinde bir umut var. Hukukun bireysel ve evrensel normlarla yeniden yapılandırıldığı bir çözüm çok mümkün. Bunun kıyısındayız."
"Türkiye uzun zamandır norm devleti olma iddiasından vazgeçtiğine yönelik pratikler sergiliyor"
Türkiye'deki hukuk politikalarını eleştiren Beştaş, konuşmalarını şöyle sürdürdü:
"Sayın Öcalan’ın sözleriyle devam etmek isterim; ‘demokratik entegrasyon hukuku hem devleti norm devletine dönüştürecek hem de toplumun kazandığı varlığı kurumsal inşaya kavuşturup özgürlüğü başarması anlamına gelecektir’. Türkiye uzun zamandır norm devleti olma iddiasından vazgeçtiğine yönelik pratikler sergiliyor. Yasaları, uluslararası sözleşmeleri, birçok meselede maalesef tedbir devleti olarak görevini yapıyor. Her şeyi bir biçimde kılıf dikilerek olduruluyor. Ama kılıf dikilerek oldurulan hukuk, çürümeyi beraberinde getiriyor.”
"Bu ülkede dört kişiden üçü adalet olmadığını söylüyor”
DEM Parti Şanlıurfa Milletvekili Dilan Kunt Ayan, Adalet Bakanı Yılmaz Tunç’a, “Her konuşmanızın başına eklediğiniz bir cümle ile başlayacağım; ‘Türkiye bir hukuk devletidir’. Evet, kulağa hoş geliyor ama gelin görün ki halkın bundan haberi yok. Bu ülkede dört kişiden üçü adalet olmadığını söylüyor” dedi.
"Bu devranın böyle gitmeyeceğini buradan ifade edelim"
Ayan, “Bu Meclis’in kendine şu soruyu artık sorması gerekiyor; ‘insan haklarına dayanmayan bu hukuk sistemiyle adalet sağlanır mı?’ Rojin’e, Narin’e, Gülistan’a kadar bütün kadın cinayetlerinde cezasızlık politikanız her geçen gün artarak devam ediyor. Ülkeyi öyle bir hale getirdiniz ki uyuşturucu kol geziyor, çeteler fink atıyor, yolsuzluk diz boyu… Bizler, AİHM’ye en çok başvuru yapan ülkelerde 3’üncü sıradayız. Yani en fazla burada yükseğe çıkabilmişsiniz. Adaleti resmen yurt dışı turizmi haline getirmişsiniz. Selahattin Demirtaş hakkında verilen AİHM kararını halen uygulamadınız. Yani adaletin tecelli etmesi için siz kimin keyfini bekliyorsunuz? Bu devranın böyle gitmeyeceğini buradan ifade edelim" diye konuştu.
DEM Parti Van Milletvekili Zülküf Uçar da, “Geçtiğimiz hafta 11. Yargı Paketi görüşüldü. Pakette birçok şey yoktur. Mesela en başta, Kovid düzenlemesinde siyasi tutsaklar düzenlemenin dışına itildi” dedi.
Türk Ceza Kanunu’nun 158. maddesinde yer alan dolandırıcılık maddesinden kaynaklı mağduriyetin çığ gibi büyüdüğünü ifade eden Uçar, şöyle konuştu:
"Geçen hafta bakanlık bir istatistik paylaşarak, 291 bin 379 dosyanın varlığından ve bununla ilgili bir çalışma yürütüldüğünden bahsedildi. Ancak önleyici bir çalışma yürütülüyor olsa da mevcut düzende bu 291 bin dosyanın nasıl çözüleceği noktasında henüz bir pratik ortaya konmuş değil.
Peki bu mağduriyet nasıl oluştu? Yoksullaşan yurttaşlar maalesef birtakım çetelerin eline düştü, ibanlarını kullandırdı. Açık söyleyelim, burada bir suç kastı yok. Burada sorgulanması gereken, toplumun neden yoksullaştığıdır. Asıl fail sorgulanmıyor. Burada gençler 291 bin dosya üzerinden ciddi anlamda mağdur ediliyor.”
"Sahada çelişkiler hüküm sürmekte"
DEM Parti Diyarbakır Milletvekili Ceylan Akça Cupolo, dış politikayı eleştirerek, “Bu sene ‘Türkiye Yüzyılı’nda etkin ve kararlı dış politika’ diye bir sunum dinledik. Bu senenin sunumunda, geçen senenin ulaşılamayan hedeflerinin olduğu bir Türkiye gördük ne yazık ki. Bu senenin sunumunda, ‘Türkiye’nin bölgesel ve küresel ölçekte barış, istikrar, iş birliği çabalarında’ ön safta yer alan bir aktör olduğu iddiası vardı. Ama sahada çelişkiler hüküm sürmekte" dedi.
Cupolo, Bakan Fidan'a, "Örneğin, Suriye. Sayın Bakan siz Doha’da ‘Suriye hükümeti egemen bir hükümettir. SDG ile ne yapacaklarına kendileri karar verir’ dediniz. Ama Suriye sokaklarında Türkiye’nin tankaları geziyor ve SDG’ye bir operasyon yapma tehditi devam ediyor" diye seslendi.
Cupolo, "demokratik toplum için demokratik dış politikayı benimsediklerini" söyledi.
kaynak t24
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.
