İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun tutuklanmasının ardından başlayan Millet İradesine Sahip Çıkıyor mitinglerinin dördüncü durağı Konya oldu.

Konya'da önceki gün CHP pankartları kesilmiş, mitingi anons eden araca da silahlı taciz saldırısı düzenlenmişti. Bugün miting alanının çevresinde geniş güvenlik önlemleri alındı.

CHP lideri Özgür Özel sözü aldı ve şunları söyledi:

"- Bir büyük adaletsizlikten Konya'ya sığınıyoruz.

- 'Oraları birilerinin kalesi' dediler, kalabalık olmaz' dediler.

- Ben siyaseten kimseyi yuhalatmıyorum ama belli ki yuhalamak istiyorsunuz. O zaman Volkan Konak'ın arkasından söven sayan var ya o namussuzu yuhalayın.

- Biz buraya kavgaya değil kucaklaşmaya, helalleşmeye geldik.

- Yıllarca Konya'da yüzde 7 oy da aldık 9 da aldık. 'Çok aldık' dedik, 11-12 oy aldık. Millet takdir etti, bir milletvekili çıkardık. Millet takdir etti, hiç belediye kazanamadık.

- Bu kenti 31 Mart'ta emanet ettiği belediye başkanı dün 'haberler yalandır, CHP'nin uydurmasıdır' demeye getirdi. Sonra iş çıktı ki iki kişi elinde silahla havaya ateş edip, küfürler edip olmadık bir iş yapmışlar. Eğer başka bir sabıkası yoksa o kişilerin dahi biz buradan gittikten sonra serbest kalmasını isterim. Kötülük yapana dahi biz dost elini uzatmaya hazırız, razıyız.

- 31 Mart seçimleri kabuğumuzu kırdığımız birer büyük belediyeyi kazandığımız önemli bir gün oldu. O gün 47 olamadığımız bir şekilde ekranlara baktığımızda gördük ki CHP Türkiye'nin birinci partisi.

- Bu büyük başarı 47 yıllık hasretimizi bitiren büyük başarı bize nasip olurken Tayyip Bey de kurduğu partiyle ilk kez yenilgiyi tadıyordu.

- Orada herkes CHP'ye gözünü çevirdi. Seçim gecesi yaptığım ilk konuşmada kibir değil, tevazu göstereceğimizi, zafer değil, görev olarak algıladığımızı söyledim.

- 'Bu seçimin kaybedeni yoktur, kazananı millettir, Türkiye Cumhuriyeti'dir' dedim.

- O gece şunu hatırladım: tayyip Bey'den rövanş almamızı bekleyenler vardı. Çok da hak etmişti. Örneğin referandum günü gevrek bir gülüşle 'Atı lan Üsküdar'ı geçti' demişti.

- İyi günü kötü günü birlikte karşılamayan siyaset olmaz.

- Dün soruyor bana 'Ey CHP genel başkanı deprem için ne yaptın?' Ben ne yaptım Erdoğan'la görüşmemizde 'Türkiye deprem ülkesi, İstanbul'u felaket bekliyor, deprem için bakanlık kur. Bizden bakan iste. Sırf bizden değil Meclis'te grubu bulunan partilerden iste. Belediyeler bende genel idare sende deprem belası gelmeden el ele verelim' dedim.

- Gençler diyor ki 'ceketi çıkar, kolları sıva.' Benim işim ceketi çıkarıp kolları sıvayacak olanı içeriden çıkarmak.

- Ey Erdoğan, adayımı bırak, sandığı getir, adayımı yanımda, sandığı önümde istiyorum.

- Ekrem Başkan cumhurbaşkanı olsun istiyorum.

- Saraçhane'nin o günkü mağduru bugün olmuş zalimi.

- Bu yapılanlar yakışır mı Ekrem Başkan'a? Bu yapılanlar vicdan mı?

- O zamanlar olmayan işler bugün her gün tekrarlanıyor. Eve gelme var, polisle götürme var, aileyle, işle, kayınbiraderle uğraşma var. TRT'den her gün yalan ve iftira var.

- Hazırlık soruşturması gizlidir. Ayrıca bu dosyada gizlilik kararı da vardır. Ancak A Haber'i, TRT'yi, CNN'i açarsanız her türlü yalan, iftira, gizli olan bilgiyi bırakın, dosyada olmayan dünya kadar yalan gerçekmiş gibi anlatılıyor.

- Biz kendimize, arkadaşlarımıza güveniyoruz. Eğer siz de savcınıza güveniyorsanız iddialarının iftira değil de gerçek olduğunu iddia ediyorsanız hodri meydan. Mahkemeyi yayınlayın TRT'den ne iftira ne gerçek.

- İşte o AK Partili siyasetçiden savcı yapınca, onu akıncılar gibi Ekrem Başkan'la savaşa yollayınca 19 Mart darbesi geldi.

- 19 Mart belediye başkanına darbedir ve 23 Mart günü 15,5 milyon vatandaşımızın aday gösterdiği cumhurbaşkanı adayımıza milletimiz taktir ederse bir sonraki cumhurbaşkanımıza darbe yapılmaya çalışılmaktadır.

- Her zaman darbeler askerden gelmez. Bazen de böyle sivillerden gelir. Darbe her zaman kamuflajla gelmez bazen de savcı cübbesiyle gelir.

- Her silahın attığı kurşun yaralar ama devletin televizyonunun yaptığı bu haksızlık, ihanet unutulmaz. Yaralansak da günü gelince bunun hesabını TRT'yi yönetenlerden soracağız.

- Ancak CHP'li birini savcı yaparak değil, en dürüstlerin terfi ettiği, siyasetin yargıdan elini eteğini çektiği, bugünkü gibi yargıya güvenin yüzde 20 değil AK Parti'nin geldiği günlerdeki gibi yüzde 80 olduğu dönemde hesap verecekler. CHP'ye değil, yargıya hesap verecekler.

- Tayyip Erdoğan İstanbul'da belediye başkanıyken belediye meclis üyesiydi bu kişi. Yerine bir belediye başkanı seçilecekti, yerine seçilen belediye başkanı Ali Müfit Gürtuna. 6 yıl belediyeyi yönetti. Bir yıl belediye meclisinden seçilerek, beş yıl da İstanbullular tarafından seçilerek.

- Bir açıklama yaptı, diyor ki 'bu soruşturmaya millet ikna değil.' Bu iş yanlış olmuş diyor. Buradan Ali Müfit Gürtuna'yı, nereden geldiği belli, siyasi durumu belli. Bu belediye başkanı bu iş yanlış olmuş diyorsa işte vicdan, işte insaf, işte ahlak.

- Konya'nın pırıl pırıl gençleri var. Bunları duyunca seslerini duyurmak istiyorlar. Bu slogana sadece CHP'liler değil, bu meydanda sadece CHP'liler yok. Gençler diyor ki 'hak, hukuk, adalet.'

- Kameraya bir tane valiz çıkmış diyor ki 'içinde para var.' İçinden ne çıktı? Ali Müfit Gürtuna döneminde değil ondan önce alınmış jammer'lar çıktı. İçinde jammer var dedik. Başladılar 'jammer kullanmak doğru mu yanlış mı?' Neden jammer kullanıyor? Mevcut cumhurbaşkanı neden jammer kullanıyorsa, gelecek cumhurbaşkanı da o yüzden kullanıyor.

- Köşede adam poğaca satıyor, telefonum dinleniyor diye WhatsApp'tan konuşuyor.

- Rahmetli Kadir Topbaş'ın aldığı jammer'ı kullanıyor diye Ekrem Başkan'a hesap soruyor.

- Siz onun içinde jammer olduğunu bile bile attığınız iftira var ya mahkeme-i kübrada karşınıza çıkacak.

- İstanbul'da yasakladın Saraçhane'de milyonlarca toplandık. Konya'da cesaret her türlü korkuyu aşmış, onun üstüne 23 Nisan geliyor Atatürk'ün kurduğu parti Atatürk'ün kabrine yürüyecek. 'Burada toplanamazsın' diyor. Yürüyeceğimiz belli. Polislerimizi sakının barikat varsa da yıkın açın. Barikatları yıkanın da polislerin de alnından öpüyorum.

- Televizyonlar, bu anketler yüzde 25 çıkınca yani bu kadar yalan ama millet ikna olmayınca Sayın Erdoğan'ın atadığı sekreterler içişleri sekreteri koşuyorlar televizyonlara anlatmaya başlıyorlar: Bu iş hukukidir.

- Telef lafını bırak insanı hayvanlar için kullanmayın diyor vatanseverler. O 'Ekrem Başkan'ı telef ettim, gerekirse Özgür'ü de ederim, karşıma kim çıkarsa telef ederim' diyor.

- Bu telef , itlaf aynı kökten kelimeler. İnsana söylemesi ayıplı asla söylemeyiz.

- Bu millet büyüktür, Ekrem Başkan'ı sana telef ettirmez ama taltif eder senin yerine cumhurbaşkanı eder.

- Perşembe günü Ekrem Başkan'ın yanındaydım. 'Duydun mu başkan' dedim. 'Duydum ben utandım' dedi. 'Böyle laf olmaz ne yapıyor bu' dedim. Dedi ki kendini ihbar ediyor, itiraf ediyor. Bu meselenin siyasi olduğuna kimsenin şüphesi yok artık.

- Bir husus var; en önemli şey bence. Bir yandan Ekrem Başkan küçücük bir zindanda ama gönlü yedi kat yukarıda çünkü içi rahat. Sizin ona sahip çıkmanızdan da çok memnun. Ama biri var Saray'da oturuyor ama yerin yedi kat dibindeymiş gibi davranıyor. Çünkü iftira ediyor, kul hakkı yiyor.

- Bu hafta İtalya'ya gitti, Meloni ile görüştü. Meloni sığınmacıları Türkiye'de tutuğu için teşekkür etti. Türkiye olmasa Suriyeli sığınmacılar Avrupa'yı istila edecekti. Sana Meloni'nin değil Konyalının teşekkür etmesi lazım. Niye Meloni teşekkür ediyor?

- 19 Mart operasyonu Ekrem Başkan ve arkadaşlarımızın içeri atılması bir sebepten yapıldı. Tayyip Erdoğan'ı atadığı iki kişiyi fark artırarak yendiği için, bir milyonun üzerinde farkla İstanbul'u aldığı için bu operasyon yapıldı.

- Tam 55 milyar dolar sattılar şu ana kadar. Ekrem Başkan'ı içeride tutmanın bedeli.

- 86 milyona bölüştürsek kişi başına 25 bin lira para yapıyor. Hepimizin cebinden bir asgari ücretten fazlasını alıp bu korku için harcadılar. Bu paranın onda biri ile bütün emeklilere 30 bin lira maaş verebilirdik.

- Bu kadar büyük bir para sadece koltukta kalmak için, kendi ifadesiyle 'telef etmek' için harcadığı paradır. Ama bu paranın da hesabı sorulur. O civan, mert adam da günü gelir koltuğuna oturur.

- Konya yıllarca AK Parti'ye oy verdi. Bunlar oy aldıkları şehirleri kendi kaleleri bildiler. O yüzden Konya'nın sorunlarını çözmek yerine 'nasılsa bizden' deyip ilgilenmediler.

- Kentlerin birbirine benzer sorunları var, bu iktidar değişmeden çözülmeyecek. Bir de şehirlerin kendine özgü sorunları var.

- Dün çıkmış demiş ki 'CHP'li belediyeler suyu ucuzlatacaktı, zam yapıyorlar.' Suya mecburen zam yapıyor herkes enflasyon ortadayken. 'Konya Büyükşehir'e bakın' dedim. Konya Büyükşehir zammı otomatiğe bağlamış, 3 ayda bir su kendi kendine zamlanıyor. Konya Büyükşehir Belediye Başkanı zam yapmıyor su kendi kendine zamlanıyor. Konya'da su ne kadar 32 lira, Manisa'da 20 lira.

CHP Konya İl Başkanı Bekir Yaman İmamoğlu'nun mesajını okudu.

O mektup şu şekilde:

"- Bugün aranızda değilim ama azımızı çoğa sayın.

- Her obruk aslında sistemin çöküşünü hatırlatıyor.

- Yalnızca toprağa değil, yargı sistemine de bakım gerek.

- Bu ülkeyi hak, hukuk ve adaletle buluşturacağımız güne kadar meydanlarda yürüyüşü birlikte sürdüreceğiz."

ABB Başkanı Yavaş Konya'da iktidarın belediyeleri çalıştırmak istemediğini söyledi ve belediye başkanlarının itibarsızlaştırılmak istendiğini belirtti.

Yavaş jammer gündemine de değindi ve esnafın bile telefonla konuşurken 'dinleniyor muyuz acaba?' diye sorduğunu ifade etti. İmamoğlu'nun canlı yayında yargılanma talebinin neden kabul edilmediğini sordu.

Yavaş şunları söyledi:

"- Bunlar önünde engel gördükleri herkesi kaldırmaya çalışıyorlar.

- Hak, hukuk, adalet. Hak yerini bulacak.

- Konuyu şuradan anlayın. Eğer gerçekten suç olsaydı her gün televizyonlarda izleyecektik.

- Bir itiraf sonra; diyor ki 'kaç tanesi telef olacak?' diyor.

- Bu haksızlıklar yapılıyor. Ekrem Başkan'a, Ümit Özdağ'a yapılıyor diye seyrederseniz yarın biri gelip sizin kapınızı çalacak.

- Haksızlık karşısında susan dilsiz şeytandır.

- Ekrem Başkan çıkana kadar ne gerekiyorsa yapacağız. Ondan sonra ilk genel seçimde bu iktidar değişecek.

- Ne kadar engel olursa olsunlar yüzde 58 olan memnuiyet inşallah yüzde 100'e yaklaşacak."