Demirtaş'tan Öcalan, Bahçeli ve Erdoğan'a 'somut adımlar atmaya devam etme' çağrısı

Selahattin Demirtaş, sosyal medya platformu X hesabından paylaştığı mesajında ''toplumsal ezberler'' ve ''alışıldık davranış kalıpları'' üzerinden örnek verdiği bir anekdotla, "40 yıllık çatışma ortamının yarattığı öfke, acı ve güvensizliklerin çözüm arayışlarını tıkadığını" söyledi.

''KARDEŞLİK HUKUKU KURULABİLİR''

Demirtaş, mesajında ayrıca şu ifadelere yer verdi:

''Sıkışıp kaldığımız yer, 40 yıllık çatışma ortamının yol açtığı acılar, öfkeler, ön yargılar ve bunların sebep olduğu güvensizliklerdir. Bunlar önemsiz demiyorum ama bunları aşmanın, yaralarımızı sağaltmanın yollarını bulamazsak 'bağımlılıklarımızın' farkına bile varamayacağız, köklü ve kalıcı çözüme ulaşmakta zorlanacağız.

İnancı, düşüncesi, idealleri uğruna canını vermenin kutsallaştırıldığı bir toplumsal gerçeklikte iki temel zorlukla karşı karşıya kalırız. Birincisi, canını feda etmiş olanların kıymetli hatırasının ve canlarını vererek yarattıkları değerlerin manevi baskısını silip bir kenara atamayız, atmamalıyız da.

 

 

İkincisi de bir düşünce, inanç uğruna çok sayıda can feda edilmişse o düşünce ve inanç, sosyolojik ve siyasi açıdan otomatikman 'doğru' haline gelmez ancak bizler bunu kabul etmekte zorlanırız.

Vatan uğruna, bayrak uğruna, ideoloji uğruna veya örgüt uğruna bunca can feda edilmişken yeni şeyler düşünüp yeni şeyler yapmaktan işte bu nedenle korkar, çekiniriz. Fakat artık bir noktada şuna ikna olmamız gerekiyor, gelinen aşamada tek bir evladımız bile canını boş yere feda etmedi. Yürütülen süreçte eşitlik, adalet, özgürlük ve demokrasiyi esas alan bir 'kardeşlik hukuku' oluşturmaya, bir ve beraber yaşamaya odaklanmışsak kaybettiklerimizin hatırasına halel gelmeyecek demektir.

ERDOĞAN, BAHÇELİ VE ÖCALAN’A ÇAĞRI

Dolayısıyla tüm taraflara ve sürecin ana aktörleri olan Cumhurbaşkanı Erdoğan'a, MHP lideri Bahçeli'ye ve PKK kurucu lideri Öcalan'a bir kardeşiniz, barış için çabalayan bir siyasetçi olarak sesleniyorum; lütfen somut adımlar atmaktan vazgeçmeyin, onun bunun ne dediğine bakmayın, kendinize güvenin ve 86 milyonun barışı hasretle beklediğine inanın.

Ayrıca silahları tümden bırakarak dağdan inmeyi bekleyen insanlar 'önder' olarak tanımladıkları Abdullah Öcalan'ın sadece güvenlik birimlerince değil siyasetçiler tarafından da ziyaret edilip dinlendiğini görmek ve bu şekilde siyasete dönüşün mümkün olduğunu ve devletin bu konuda samimi ve ciddi olduğunu görmek, güvenmek ve silahları tümden bırakmak istiyorlar.

"ÖLÜM RİSKİ DEĞİL, AZICIK SİYASİ RİSKTİR"

Değerli milletvekillerine de seslenmek istiyorum; gençlerimizi yıllarca dağlara, sınır ötesi operasyonlara gönderdiniz. En büyük riski onların omuzlarına yüklediniz ve ne yazık ki bazıları bunun bedelini canlarıyla, kanlarıyla ödediler. Şimdi risk alma ve bu çatışmayı kökten bitirme olanağı yakalanmışken lütfen siz de azıcık risk alın ve İmralı Adası'na giderek bu meseleye noktayı koyun.

 

Üstelik alacağınız risk gençlerimiz gibi ölüm riski de değil, azıcık siyasi risktir. Hep birlikte cesur davranalım, son düzlükte ezberlerimize, korkularımıza takılıp da tarihi barış fırsatını zora sokmayalım lütfen. Hepinize içten selam, sevgilerimi gönderiyor, en kısa zamanda özgürlük, barış, demokrasi ve kardeşlik dolu günlerde buluşmayı umuyorum.''