CHP Bursa Milletvekili Kayıhan Pala: “Veriler tabloyu süslemek için değil, gerçekleri göstermek içindir.”

Bursa CHP Milletvekili ve halk sağlığı uzmanı Prof. Dr. Kayıhan Pala, Plan ve Bütçe Komisyonu’ndaki Sağlık Bakanlığı sunumuna yönelik kapsamlı eleştirilerde bulundu. Sunumun “vizyon konuşması havasında” olduğunu söyleyen Pala, bakanlığın paylaştığı veriler üzerinden Türkiye’nin sağlık durumuna dair çarpıcı tespitler yaptı.

Yaşam Beklentisi Uyarısı

Türkiye’de doğuşta yaşam beklentisi, OECD ortalamasının dört yıl gerisinde kalıyor.

Pandemi sonrası süreçte yaşam beklentisi en fazla düşen OECD ülkesinin Türkiye olduğunu hatırlatan Pala, bunun hem sağlık hizmetlerine erişimdeki sorunları hem de koruyucu sağlık politikalarındaki zafiyetleri gösterdiğini söyledi.

Yenidoğan Ölümlerinde Büyük Uçurum

Pala, iller arasındaki derin eşitsizliklere dikkat çekti.

Artvin: binde 3,7

Gaziantep: binde 16,7

Bu farkların “kader değil, politik tercihler sonucu” olduğunu belirten Pala, Türkiye’de sağlık hizmetlerinin bölgesel olarak adil dağılmadığını vurguladı.

Aşılama Oranlarında Tehlikeli Eşik

Kızamık aşısı oranlarının kritik seviyelere gerilediğini belirten Pala:

İstanbul: %92

Türkiye ortalaması: %95’in altında

Bu düzeylerin, “salgın riskini artıran tehlikeli bir eşik” olduğunu ifade etti.

Şehir Hastaneleri ve Yüksek Maliyet

Pala, şehir hastanelerinin günlük işletme maliyetinin 373 milyon liraya ulaştığını belirterek modelin halk sağlığı yerine ekonomik ve siyasi tercihlere hizmet ettiğini savundu.

Altyapı projelerinin başarı göstergesi olarak sunulmasına karşın, koruyucu sağlık hizmetlerinin geri planda kaldığını söyledi.

Sağlık Verilerinde Şeffaflık Sorunu

Sağlık Bakanlığı’nın 2024 sağlık istatistiklerini hâlâ yayımlamadığını hatırlatan Pala, buna rağmen bir bakan yardımcısının bu verilere dayanarak akademik yayınlar yapmasını “seçici şeffaflık” olarak nitelendirdi.

Kronik Hastalıklar ve Aşırı Hizmet Kullanımı

Türkiye’de acil servis başvuruları, OECD ortalamasının altı katı.

Diyabet oranları, son 10 yılda iki katına çıktı.

Kişi başı yıllık doktor başvurusu 13’e yaklaşıyor; gelişmiş ülkelerde bu sayı 2–3.

Pala’ya göre bu tablo, yüksek hizmet kullanımının sağlık göstergelerini iyileştirmekten çok sektörün ekonomik hacmini büyüttüğünü gösteriyor.

Sistemin Yönü: Hastaneler mi, Önleme mi?

Komisyonda iki yaklaşım arasındaki fark net bir şekilde ortaya çıktı:

Bakanlık, büyük altyapı projeleri ve hizmet hacmini başarı olarak sunuyor.

Pala ve muhalefet, uzun vadede halk sağlığını iyileştiren koruyucu hizmetlerin, eşitsizlikle mücadelenin ve birinci basamağın ihmal edildiğini savunuyor.

Sonuç: Vizyon ile Gerçekler Arasında Derin Fark

Pala’nın değerlendirmesine göre, “Sağlıklı Türkiye Yüzyılı” söylemlerine rağmen Türkiye’nin sağlık sistemi hâlâ ciddi yapısal sorunlarla karşı karşıya.

Toplantıda en çok akılda kalan ise şu soru oldu:

“Peki, ulus gerçekten daha sağlıklı mı?”